(1)

VICTOR  HUGO‘YA

  

Duygunun,düşüncenin virtüözü müsün sen,

Her telden çalan vizyon sahibi yüce benlik,

Güzel,mucize çocuk,büyük aşık,romantik…

Ailesine düşkün bir baba,büyükbaba,

Hem ateşli sözcüsü halkın,hem bir burjuva…

Hayalperest,liberal,sürgün cumhuriyetçi…

Her yaşını her “an”ı yaşayan ruh coşkuyla…

Ölümsüzlüğün yalçın,puslu doruklarına

Tırmanan,ne içine,ne dışına sığan can…

Büyülü bir hayatı sevgili yavrusuna

Yaşatan soylu,mahzun anne ışık Başkent’te.

Görkemli parkta geçen şiir gezintileri…

-Düşlerinde mitleşen baba şanla,onurla

Rüyaları içinde yaşayan bir askerdi…-

Güçlü imparatorun müthiş serüvenleri…

 

Derin yaralar açan savaşlar yüreklerde,

Kanlı Yarımada’yı baştan sonuna geçen

Küçüğün uğradığı büyük düş kırıklığı,

Babanın beklenmedik davranışına karşı

Uzanan yardım eli,müşfik ana kucağı.

Karanlıktan,şiddetten dönüş ruh iklimine,

Arkadaşlar,kitaplar,parklar,sıcacık yuva.

Çöken mermer sütunlar,dostun acıklı sonu…

Kurşun yaralarından aşkın esriyen koynu…

Etekleri zil çalan anne,boşanan baba…

Sıkıcı kalıplara sığmayan coşkun ruhlar,

Şairliği seçerek cephe oluşturanlar,

Bir kez daha kavuşan gönül özgürlüğüne,

Sona eren çocukluk acılar,coşkularla,

Olgunlaşan körpe ruh aşklarla,tutkularla…

 

Politik uysallığın,ustalığın bayramda

Ödüllendirilmesi gül kokulu bir taçla..

Densizlikler yaparak bütün sevdiklerini

Uğratan delikanlı hayal kırıklığına…

Gizli aşkın ortaya çıkmasıyla bir daha

Yüreği parçalanan genç,ana yasağıyla…

Ortadan kalkan engel erken gelen ölümle…


Birleşen erden ruhlar,çavlanlaşan pınarlar…

Taht’tan yana olmanın büyük avantajları,

İşe,güce dönüşen mısralar,gözyaşları…

 

Erken geldiği halde şımartmayan başarı,

Dehanın usul usul gürleşen ışıkları…

Aynı yolun yolcusu seçim arkadaşları,

Geçmişe dudak büken romantizm bıçkınları!

 

Kral’a sunulan şiir taç giyme töreninde,

Parlayan “milli nişan” genç ozanın göğsünde!

 

Çelişkilerle dolu hayatın sürprizleri…

Onu ilahlaştıran yaşıtlarından farklı

- Kılık kıyafetleri,taşkın davranışları,

Burjuvaları bile ürküten vahşi kuşak…-

Ciddi ve disiplinli,matruş ve ağırbaşlı,

Bekar ve bohem değil,çoluk çocuk sahibi

Olmak sarsılmasına ailenin yetmedi!

Üstün başarılarla yetinmemenin sonu,

Giderek ağırlaşan iç,dış yükler altında

Ezilirken bedeni,ruhu sanat yolunda

Daha çok,daha yüksek hedeflere yol almak

Mutsuzluğun bedeli ün,şan,şeref tutkusu!

 

Yeni bir yaşam şekli keşfetmenin sonucu

Tutkuyu yaşamanın gücü ve cesareti…

Başkent’in en görkemli mekanlarından biri

Görkemli salondaki güzellikler(!) meşheri!

 

Çok güzel ve çekici komedyenle yaşanan

Coşkun tensel hazların doruklarına çıkan,

Ruhunun saflığını kirleten,şerefinden,

Ününden ödün veren,ona gölge düşüren,

Baş döndürücü ancak ruh çürütücü olan

Tensel hazzı sınırsız ulvi aşka yeğleyen,

Karanlık tutkuların tutsağı bahtsız ozan!

Hafifmeşrep aşığın borçlarını ödeyen,

Ağır günahlarından kurtaran,arındıran

-Uysal atı azdıran albenili komedyen!-

Ozana karşı süren sarsılmaz bir bağlılık,

Ömür boyu sadakat ve derin bir hayranlık…

Mutlulukla çıkılan şöhret basamakları,

Krallar,dükler yanında “soyluluk” umutları!

 

“Sefiller”i oynuyor insanlar çağımızda,

Ne aşk,ne inanç kalmış tükenen ruhlarında…

Bedenler süslü,püslü,yürekler yamru yumru,

Var mı düzeltebilen sırtlardaki kamburu,

Söküp atacak eller yüreklerdeki uru…?

Soylu düşüncelerin,duyguların otağı

Olması gerekirken kinin hasedin ağı

Sarmış kor bağırları,ışıksız bakışları…

 

“Yaşlı sakallılar”ın inatlarına karşı

-Ününe manevi bir otorite inancı

Katmanın,kazanmanın çabası,çırpınışı…-

Vazgeçmeyen “barbar”a zar zor açılan kapı.

 

Kraldan çok kralcı iken,tavır değiştirince

Görünen sürgün yolu yalnızlık adasına.

Yalnızlığın,acının ölümsüz ürünleri…

Güz bozgunundan sonra dönüş özgür Başkent’e.

Halkın özgürlüğüne kavuşma sevincini

Coşkuyla yaşaması büyük kişiliğinde.

İsmin,resimlerinin boy boy madalyonlarda

Dalgalanması renk renk balonlarda,toplarda.

Yeniden bir araya gelen mutsuz aile…

Barış,uzun sürmeyen siyaset macerası,

Evlat acısı tadan yüreğin burkulması.

 

Yolundan saptırılan,kanla kirlenen ırmak,

Yanlış adım,ölümden kıl payıyla kurtulmak!

 

Umduğunu bulmayan,bulamayan özgürler,

Sürgünü erke boyun eğmeye yeğleyenler…

Bir ızdırabla daha sarsılan ruh Noel’de…

 

Senatoda boşuna sürdürülen çabadan

Sonra gelen başarı koalisyon başında.

Yeniden kazanılan saygınlık,ün,hayranlık,

Ulusu büyüleyen,bilgelikle taçlanan

Dopdolu geçen ömür,yaşlılık ve babalık…

Yaşarken duyguları paylaşma coşkusuyla,

Çarpıntısı giderek yükselen yüreğiyle,

İnsanlara bir şeyler vermenin onuruyla

Penceresi önünden akan çiçek selini

Görmek mutluluğuyla çıkış son yolculuğa

Lanetlenmiş şairler yüzyılının onunda…

 

-Beşeri ölçülere göre “her şeyi” olan,

İlahi ölçülere pek yakın bulunmayan,

Servet,şöhret,siyasi,manevi otorite…-

 

Yoksulların cenaze arabasına konan

Tabuta uygulanan milli,görkemli tören…

Ve Pantheon’a varış,Zafer Abidesi’nden

Sağa sola sapmadan,fazla oyalanmadan,

Geçerek sonsuzluğun sırlı labirentinden

Vatanı için üstün hizmetler veren adam…

Ve ölümün gücüne sözde meydan okuyan

“Yaşasın Viktor Hugo!” diye bas bas bağıran

Çılgın kalabalıklar sanki kurtulacaklar,

Ölüm yolculuğa sanki çıkmayacaklar,

Ölmezlik iksirini sanki tatmayacaklar!

 

Denediği her türde üstün ürünleriyle,

-Muazzam bir külliyat bırakarak ardında-

Çağına damgasını vuran talihli deha…

Özgün,dev bir çalışma,”Çağların Efsanesi…”

Ender,olağanüstü,parlak alınyazısı,

Ona yaklaşamayan cücemen çağdaşları…

 

Çağları aydınlatan evrensel ışığıyla

Doruklardan parçalar kopar(t)an kor bakışlar…

Gök gürültüsü,meltem,yıldırım ve kasırga,

Soyluluk,lirizm,coşku,romantizm ve efsane…

Uzun ömür,tükenmek bilmeyen bir enerji,

Çağ’ın iki ucunu birbirine bağlayan,

Eseri ve benliği birbiriyle kaynaşan,

Sürgün günlerinden ve cumhuriyetten gelen,

Ünden,şandan,onurdan,saygınlıktan pay alan,

Zaman içinde başka,bambaşka yeri olan

Sıra dışı bir kimlik,yalnızlık senfonisi,

Akılın ve yüreğin büyülü gösterisi,

Yüzyılları ürperten yüksek frekanslı sayha…

 

İçindeki ışığı pekiştirebilseydi(n),

Görebildiklerini bir gösterebilseydi(n),

Daha saf,daha derin düşünmeyi bilseydi(n),

Daha rahat verirdi(n) belki son nefesini…

______________________________________________

(1) : AXİS – 2000 (Büyük Ansiklopedi – Sh:126-127)

 

 

 

Sitenin Telif Hakkı(C) ahmed kanyilmaz'a aittir.www.kanyilmaz.com 2006-2009-desing by sErgun