NAZIM HİKMET'E
AYRILIK VE HÜZÜN
Vurmuş süzgün yüzüne,yorgun bakışlarına
Ayrı düşmenin hüznü yuvandan,vatanından,
Seni yurdundan eden,bağrını yaralayan
N’ola ki can yaranı için için kanatan,
Gölge düşüren büyük,parlak umutlarına…
Şairlerin talihi çoğu kez ak değildir,
Katıkları aşsızdır,katıksızdır aşları,
Ufuksuz yürekleri sönmez yangın yeridir…
Yangını söndürecek birkaç damla gözyaşı
Bulabilen bahtlılar üstü bahtlı demektir…
Ey ozan!Ey bahtını yele kaptırmış fani,
Kimin elinden çtin ölmezlik iksirini?
Bir tutam bal kataydın baldıran şerbetine…!
“Memleketim’den İnsan Manzaraları” yine
Pek iç açıcı değil,duyuyorsundur belki
Arada bir yükselen soylu,yiğit sesleri
Kısmak,susturmak için kurulan kapanları…
Ayırt etmek ne mümkün gerçek yurtseverleri
Nice sahtelerinden,nice sinsilerinden…
Mülkün temellerini altını oyarlarken
Alçak işbirlikçiler omuzlar üstündeler!
İpleri dev cücenin ellerinde kuklalar
Biçilen rollerini pek güzel oynuyorlar!
Velhasıl ufuklara çöken karanlıkları
Dağıtacak bir ışık bekliyor mor şafaklar…
Kaldı mı davasına inançla sarılanlar…
Özgürlüğü,barışı,sevgiyi,kardeşliği,
Acıyı,gözyaşını,emeği,üretmeyi,
Dostluğu,paylaşmayı,hakkı,dayanışmayı,
İnsanca yaşamayı,onuru savunanlar…
Umarım bir çınarın gölgesinde dinlersin
Nabız atışlarını ürperten seslerini
Kuşların,denizlerin,ormanların,çiylerin…
Dilerim-bir gün gelir-muradına erersin…
Ayrılık sona erer,hüznün sevince döner,
Vuslatın pınarından kana kana içersin…
|