ANASAYFA



<İSLAM VE MÜSLÜMAN >

 

İslâm /Müslüman nedir?İlk akla gelen nedir?

İslâm’dan müslümandan söz etmek ne demektir?

Müslümanlık evrensel,çağlar üstü değerdir.(…sistemdir.)

Müslüman çağlar üstü,evrensel kişiliktir.

İslâm denince akla ilk gelen şey barıştır.

Adalettir,şefkattir,tefekkürdür,akıldır,

-Akıla küskün olmak uzaklık ,ilkelliktir.-

Aşktır,ölümsüz aşktır,hayır üstü hayırdır,

Dirliktir,düzenliktir,affetmektir,güvendir,

Mutluktur,huzurdur,gerçek medeniyettir.

İliklere işleyen çığlıktır,haykırıştır,

Zifiri karanlığı aydınlatan ışıktır,

Sonsuz bir yakarıştır,bağlanış,adanıştır…

Müslüman denince ilk akla gelen şey aşktır.

Ölümsüz Sevgili’ye yürekten inanıştır.(….tapınıştır.)

O aşkın ateşiyle yanmaktır,tutuşmaktır,(…kavrulmaktır,)

O ateşin tadını ta içinde duymaktır…

O’nun yerine başka hiçbir şey koymayıştır. (…koymamaktır.)

O’na teslim olmaktır,sonsuz güven duymaktır,

O’ndan gelen her neyse razı olabilmektir…

Hazreti Muhammed’in O’nun kulu,Elçisi,

Son Evrensel Mesaj’ın dosdoğru habercisi

Olduğunu kayıtsız,şartsız kabullenmektir,(Olduğuna…iman etmektir.)

Kalb ile onaylamak,dil ile söylemektir.(…haykırmaktır.)

Onlardan daha üstün değer tanımamaktır.

Boğucu dalgalarla çalkanan ummanlarda,

Yangınları hiç eksik olmayan rotalarda (…ufuklarda )

Öteler ötesine yelken basabilmektir,

Fetihsiz doruklarda,mevsimsiz ormanlarda

Benliğini aramak için keşfe çıkmaktır.

Gizli,aşina,iç,dış savaş durumlarında

Tağut’a bir başına kafa tutabilmektir.

Kıyamdır,atılımdır,hamledir,şahlanıştır…

 

-Yer gök dillendi:”İkra!”Kalpten kalbe yol buldu( “Oku!”)

Hidayet ve mavera,nur karanlığı boğdu…

Ufukları çatlatan frekanslar üstü sayhâ,

Yankılar yankısından renk değiştiren feza…

Vahiy sağanağıyla gülşene dönen sahra…

Evrenin Kitabı’nı okumaya göz ister,

Okuduğun Kitab’ı anlatmaya söz ister.

Bir Kitab ki,insan’a ALLAH’ı anlatıyor,

Akı,karayı Aşk’a,Barış’a çağırıyor…-

(Yüzyıl’a,Yüzyıllar’a O’nun bakışlarıyla

Bakamayan göremez bir şey gölgeden başka!)

-ALLAH’ın “bak” dediği yerden bakamayanlar (…”gör”…)

O’nun yaptıklarından bir şey anlayamazlar.-

 

Dön ey insan olanca varlığınla Furkan’a,

Açılsın özgürlüğün,aşkın kapısı sana.

Kur’an’a dönmek demek “fıtrat”la barışmaktır,

Beşeri değerleri yeniden kazanmaktır.

Kur’an bir rafineri,ruhu rafine eden,

İnsan’ı kirlerinden kurtaran,temizleyen…

 

Kitab’a “ilkel” diyen ilkellerin ilkeli,

Kitab evrenin ruhu,gözü,iliği,dili…

Her harfi bir mucize mucizevi Kitab’ın,(Kelâm’ın,)

Sırrına varabilsek o ateşle yanmanın…

Bir kıvılcım da bize Rabbim o Meş’ale’den,

Bir nebzecik de olsa pay ebedi zaferden…(…nimetten.)

-En büyük başarılar hiçbir anlam taşımaz (Beşeri…)

Kitab’a uymuyorsa hiçbir değeri olmaz.-

 

(Reddediyoruz Kur’an,Hâdis ölçülerine

Uymayan ne var,ne yok geçmişte,gelecekte.)

İyi,gerçek bir insan-müslüman olmak için,

Çok boyutlu/kapsamlı düşünmeyi bilmektir.

İnsanın kendisini,çevresini,evreni,

Çağını,tüm çağları okuyabilmesidir.

Nötrondan galaksiye kudretler üstü Kudret,

Galaksiden atoma hikmetler üstü hikmet…

Her şey sırlar üstü sır Arş’tan arz’ın dibine,

En uzak en yakındır sır saklayabilene…

 

(Zaman’ı görmek gerek müslümanın gözüyle,

Onu okumak gerek müslümanın diliyle.

-Okuyacak göz nerde,duyacak kulak nerde?-

Bilgili Müslüman mı,bilinçli Müslüman mı?

Bilerek yaşamak mı,duyarak yaşamak mı?

Bilgili ve bilinçli olanlar aranmaz mı?)(…yeğlenmez mi?)

Yaşamanın tadına varamayan ödlekler,

Ruhsuz putlar peşinde tüketilen ömürler.

Dünyayı ahirete yeğleyen yeğleyene,

Temiz çamaşırları kim koydu şu leğene.

Çarpık mantıklarınca uydurdukları “din”le,

Sözde ömür sürenler arsız benlikleriyle.

 

Zamanın öznesi mi olmalı,nesnesi mi,(1)

Kur’an’ın münkiri mi olmalı,bendesi mi?

 

ALLAH’ın Bir’liğine,Bir ALLAH’a inanmak,

Yalnız O’na güvenmek,yalnız O’na bağlanmak,

Yeryüzünde,evrende konumunu,yerini

Fark edebilmesidir,anlatabilmesidir (..ifade etmesidir)

Var oluş sebebini,evrensel kimliğini.

Bilim,sanat,siyaset,adalet,ekonomi

Velhasıl medeniyet,insanlık yollarında

Sağlam,doğru,kararlı adım atabilmektir.

Bireyi,toplumları her zamanda/mekânda

Berk yapı taşlarıyla inşa edebilmektir.

(İnsan’ı inşa etmek en öncelikli iştir,

Gökdelenleri dikmek ondan çok sonra gelir.)

 

Vahyin inşa ettiği Kur’an insanıysanız

Sonsuzluk yollarına uyar adımlarınız,

Doğru açıdan bakar,görür bakışlarınız.

Eğer her şeyi doğru görmek istiyorsanız,

ALLAH’ın “bak” dediği yerden bakmalısınız.)(…gör…)

ALLAH’in Elçisi’ne çizdirdiği güvenli

Sınırlar içersinde üretken,hür,erdemli,

Ömür sürebilmektir,örnek olabilmektir.

Helâlinden kazanmak,paylaşmak,bölüşmektir,

Verdiği sözü tutmak,yalan söylememektir.

 

Görgü kurallarına titizlikle uymaktır,

Orucunu tutmaktır,namazını kılmaktır,

Hakkını vere,vere,içinden gele,gele

Sosyal bir dayanışma bilinciyle,sevgiyle (…cömertlikle )

Zekâtını vermektir,ırzını korumaktır,

Ebeveyne,komşuya,akrabaya,miskine

Yanında çalışana her an el uzatmaktır,

Yetimi gözetmektir,yolcuyu doyurmaktır,

Yiğitlik,efendilik,soyluluk,içtenliktir,

İrfandır,gözyaşıdır,şükürdür,özveridir,

Nezakettir,edebtir,tevazudur,saygıdır.

Ayrımcılık yapmamak,herkesi eş görmektir,

Hayırları önermek,kusurları örtmektir,

Her an yeniliklere açık olabilmektir

Ama öz benliğinden ödün de vermemektir.

Toprak işgali değil,gönüller fethetmektir,

Renkler,sesler,ülkeler üstüne yükselmektir.

-İnsan bilincinde en yüksek aşama:Vahdet.

Irkları ve renkleri aşan topluluk:Ümmet.

-Kim ümmetin içinde,kim dışında belli mi,

Bunun için bir sınır,ölçü belirlenmiş mi?-

Ey “milletler içinden seçilmiş kutlu millet”

Kendine gel,aldanma,canlan,birleş kıyam et!

Ey tarih yazan millet,tarih okumaz oldun,(2)

Kimliğini unuttun,kuru bir yığın oldun!

Ümmet için en büyük,yüce görev risalet.

Peygamber mirasını gönüllü yüklenerek

Zamanlar üstü yolda taşımak Mahşer’e dek.-

(Ayak uyduracağım,ardından koşacağım

Kesin güveneceğim,candan inanacağım

Tek kişi var evrende,geçmişte,gelecekte.(…her zamanda/mekanda)

O da zamanlar üstü benlik güzel Yalvaç’tır.

O ki can semasının en parlak yıldızıdır,

Zaman ovalarının en gümrah ırmağıdır…( …debisiz pınarıdır.)

-Bir önder ki,gel dese evrenler secde eder,

Bir Ümmet ki,”hey!” dese tahtlar yerlere göçer.

Bir insan ki,çağların üzerinden aşıyor,

Sancağının altına girenler kurtuluyor.-

 

Onun yolundan başka yollar çıkmaz sokaktır,

Onun yolundan gayrı cümle yollar uçurum…

Yüzyılların peşinden gelmesini isteyen

Koşsun kimse Çağlar’ı ardından sürükleyen…

Mutluluk mu,huzur mu,üstünlük mü,saygı mı,

Özgürlük mü,onur mu aradığınız aşk mı,

Onu sevmekten başka bir çare bilmiyorum…) (…çıkar yol…)

Ellerle,gönüllerle kenetlenebilmektir.

Tekmil kötülüklerle,cümle yanlışlıklarla

Savaş edebilmektir,başa çıkabilmektir.

 

İnananlar üstündür,inanmayanlar değil…

 

(Sözün gücü mü güçlü,gücün sözü mü yoksa?

Müslümanın en büyük silâhı “söz” mü yoksa…?)

Model/önder olarak Elçi’yi bellemektir,

Yüksek ahlâkı ile ahlâklanabilmektir.

Doğal,alçakgönüllü,iddiasız,görkemli…

 

-Çağların en akıllı,en bilge öğretmeni,

Tatsak O’na öğrenci olmanın şerefini.-

Sünnet Resulallah’ı taklit etmek değildir.

Yürüyen Kur’an olan yüksek karakterini

-En anlamlı,en temiz,en kârlı,en güvenli

En onurlu,en güzel olan hayat şeklini.-

Benzersiz ahlâkını yaşayabilmek için

İçten,iyi niyetle bir çaba harcamaktır.

Hayata her yönüyle göğüs gerebilmektir (…kahramanca..)

ALLAH’a,Elçisi’ne güven duyabilmektir,

Onlar için her şeyi göze alabilmektir.

Beşeri ölçülerle,yapay düşüncelerle

Peygamber anlaşılmaz sevdasız yüreklerle…

(Hem maddi,hem manevi olanca varlığıyla

Kendini Rab yoluna feda edebilmektir.

Özgür iradesiyle,olanca benliğiyle(…Cüzi…)

Bağlanmaktır ALLAH’ın külli iradesine.

En büyük sınav olan İslâm’dan geçmek için(…sınavı vermek…)

Tedrisinden geçmektir ALLAH’ın,Peygamber’in.)(…girmektir…)

 

-ALLAH,Peygamber varken,ne diye koşayım ben

Ne idüğü belirsiz efler,püfler peşinden…

ALLAH’ın,Peygamber’in dosdoğru sözü varken,

Kime ne hayır gelir başkasının sözünden?- (Bize…)

 

Kör sürüleri güden yine kör güdücüler,

Bu zulmün hesabını Kim’e verecek kimler?

(Hakk’ı göremiyorsa denir mi o göze göz,

Hiç kimse söyleyemez hadisten güzel bir söz.)

ALLAH’ı,Peygamber’i sevmiyor,saymıyorsa,

İnsan,”insan” olamaz ağzıyla kuş tutsa da.

ALLAH,Kur’an,Peygamber,Müslümanlık her yerde,

Bu yolda baş verecek Müslümanlar nerede? (…kahramanlar…)

 

-“Örtülere bürünen Peygamber kalk ve uyar!”(3)

Sesini duymak için can atıyor atomlar…-

(Ruhu ölümsüzlüğe,özgürlüğe çağıran

O Ses varken çılgınlık koşmak putlar ardından.

Puta tapmak hamakat,büyük zillet,delilik,

Ya putpereste tapmak,katmerli putperestlik…)

Diri bir insan için en büyük zafer nedir?(…onur…)

ALLAH’ın “rızası”na uygun yaşayabilmek, (..bir ömür sürmek,)

ALLAH’tan gayrı bir güç önünde eğilmemek,

İyiliği önermek,kötülükten men etmek,(…kötülüğü önlemek,)

Bunu ilk önce kendi benliğine sindirmek,

Kulluktan daha üstün rütbe kabul etmemek,

Özgürlüğü böylece candan tadabilmektir….

(Sevgili’nin elinden özgürlüğü içmektir….)

 

-Sen’den niyaz ederiz yalnız Seni Rabbimiz!

Senden büyük bir nimet,rızık yoktur biliriz…-

(O’ndan başka kimseye,hiçbir şeye muhabbet

Olmayanlar içindir ancak en büyük nimet.)

ALLAH’ı düşünmeden atılan her bir adım,

Alınan her bir soluk müjdecisi hüsranın!(…habercisi hicranın!)

 

Kainat mabedinde kesiksizdir zikrullah,

Eksik olmaz dillerden,gönüllerden Tek İlâh.

Ne işim var çalgıda,curcunada,oynaşta,

Ah içimde evrenler çağlar üstü semada…

 

Çalkalanır evrenler secdeye varan başta,

Hayatlar üstü hayat zaman/mekân dışında.

Evren sonsuz kubbeli,sonsuz mihrablı Mabed,

Nerede olursan ol Tek İlâh’a secde et.

Evren mihrab önünde kalkmayan baş secdeden,

Mihrab can habbesinde Canan’a sitem eden!

Namaz alnın toprağa değmesiyle birlikte (…secdeye…)

Ruhun sıçramasıdır zamansız feleklere…

 

Müslümanın bağrında evrenler sema eder,

Evrenler müslümanla Rahman’a secde eder.

Som alev seccadede durduk sonsuz kıyama,

Evrenlerle birlikte içimiz yana,yana…

Gönül gönüle hasret,gözyaşı gözyaşına,

Ey Gök,ey Yer secde et Nakkaşlar Nakkaşı’na.

İnsanoğlu sınırı aşıyor zaman,zaman,

İnsan “insan”dır alnı secdeye vardığı an. (…özgürdür…)

 

Seccadesiz,Kitabsız bir yer saray da olsa,

İçinde efendiler,hanımlar da otursa,

Mezarlıktan farksızdır,belki beter ondan da…

 

Yaradan’ına “secde” etmemenin cezası,

İnsan’ın kendisinde,kendini unutması,

Nefsinin dürtüsüyle azması,kudurması,

Damarın yırtılması,”insanlık”tan çıkması, (…çatlaması…)

Ruhu ayakta tutan sütunları yıkması. (Mülkü…)

 

Her an bir idol,bir put önümüzü kesiyor,

Rahman’la aramızda perdeler çoğalıyor.

Hem ALLAH’a secde et,hem Peygamber’e inan,(…bağlan,)

Hem putlar peşinde(n) koş,bu nasıl iş Müslüman?

İlâhi yasalara dudak bükmenin sonu,

Bedeni atom,atom eriten öç ordusu.(…kemiren …).

-İlâhi yasalara meydan okumak gibi,

Bir tavır içersine girenler kuyu dibi!-

“Boş inançlar,doğmalar!”gözüyle bakılanlar,

Evren(ler)i ayakta tutan kozmik yasalar,

İnsan’ın “insan” yapan ölümsüz argümanlar.

 

Ey Çağ!Cebinde üç-beş kuruş gördün diye mi

İlâhi İrade’ye meydan okumak gibi

Akıl almaz bir tutum içine giriyorsun,

İlahi yasaları küstahça çiğneyerek (…çılgınca/ahmakça…)

Canını acıtacak günahlar işliyorsun!

Kanserli hücrelerin çoğalıyor giderek,

Pek parlak görünmüyor senin için gelecek,

Tek Kurtuluş Yolu’nu görmek istemiyorsun…

 

(Cılız mantığımızla ölçer,biçer,keseriz,

Ölümsüz Buyruklar’a dudak büker,geçeriz.)

 

Bir bozgun halindeyiz hiçbir çağ görülmemiş,

Çağlar üstü değerler bir kenara itilmiş.

Sanki bir ağ atılmış toplumun üzerine,

Çırpınıyor insanlar balık gibi içinde…

Kolektif bilinçsizlik illetinden muzdarip

Kalabalıklar yalnız,kalabalıklar garip…

Belirsizlik Çağı’nda alt-üst olan değerler,(Paradokslar…)

İnsanlığı yönetme hastası egemenler!

Ahlâksız güçlülerin gösteri histerisi (…hükmetme…)

Benlik gayyalarında yok olma tehlikesi…

“Doğru”yu bulmak çok güç bunca yanlış içinde,

ALLAH onu veriyor gerçekten hak edene.

 

En büyük karabasan bilgisizlik oldukça,

Ne bekleyebiliriz geçmişten,gelecekten,

Erlerden,dişilerden,yaşlılardan,gençlerden…

Ne kadar uyarsanız ilâhi yasalara,

O kadar yakın olur size özgürlük Sonsuz,

-Kardeşler,unutmayın sadece birer kuluz.- (…bir kulsunuz…)

Lâyık görülürsünüz en büyük onurlara,

Benzersiz ödüllere,sonsuz mutluluklara…

Müslüman ne yapacak Cennet’i,Cehennem’i,

ALLAH’ın “rızası”nı kazanmak tek hedefi.(…emeli.)

Dünya ona yaraşmaz,o dünyaya yaraşmaz,

Dünya ona sırnaşır,o yüz vermez ,bulaşmaz.

-ALLAH’a lâyık olmak hem çok zor,hem çok kolay,

O’nun tek istediği gösterişsiz çabalar.(…iddiasız…)

İçinde büyüdükçe sevgi,tevekkül,güven

Alırsın işaretler öteler ötesinden…

Bir insana bakınca huzur duyuluyorsa, (…ALLAH/İslâm hatırlanırsa,)

O insan müslümandır saçından tırnağına…

 

ALLAH’tan söz alınmaz,ALLAH’a söz verilir,

Bir kez söz verilince yerine getirilir.(4)

Arslanlar diz çökse de,baş eğse de karşında

Neye yarar değerin yoksa ALLAH Katı’nda.

Hayatları ALLAH’a endeksli olmayanlar(…Sonsuz’a…)

Gerçek bir “insan” gibi yaşıyor sanmasınlar.

ALLAH’la arasını günbegün açan İnsan,

Burnunu kurtaramaz oldu bataklıklardan.

Işıksız kalan ruhlar ölüyor birer,birer,

Kol geziyor yollarda,meydanlarda cesetler…(…kadavralar.)

ALLAH’tan,Peygamber’den uzak,habersiz kalmak

Çılgınlıktan da öte,benliğini unutmak,

Kontrolsüz tutkulara azatsız tutsak olmak…

Sorumlusun ey insan kendinden sorumlusun,

Sevinçlere koşarsın,acıda niçin yoksun?

 

Rabbim,unuttur bize Sen’den gayrı her şeyi,

Rabbim unuttur Sen’den gayrı her şeye bizi.

Rabim ister bağışla,dilersen bağışlama,

Gitmem,gitmem kapından kül olup savrulsam da…

Ne Cehennem korkusu,ne Cennet özlemiyle

Yaşatma Rabbim bizi eriyelim sevginle…(…yanalım özleminle.)

Sevgiler sevgisini tadan canlar dünyada,

Hiçbir sevgiy(l)e kanmaz,doymaz ne yapılsa da.

Sevgili’ye kavuşmak o kadar kolay mıdır,

Vuslat cehenneminde hicranla yanmak mıdır?

Vuslat cehenneminde yanmayan aşık mıdır?

AŞK’a aşık olmanın yüksektir faturası

Safasından tatlıdır aşıkların cefası…

Cehennemi içinde cennetlere çeviren

Ne korksun cehennemin cılız alevlerinden…

ALLAH’ım Cennet’i de yok et,Cehennem’i de,

Mest olalım birlikte vuslat gülşenlerinde…

Sevda dolu bir ruha Cennet ne,Cehennem ne,

Cennet gülleri açar sevgi cehenneminde…

Alevler,dikenlerle sarılmışken çevremiz,

Güvercin kalbimizle gül olamaz mıyız biz…?

Ulvi duygular varken süflilerle yetinmek (…süflileri yeğlemek,)

Kanatlı attan inmek,topal merkebe binmek!

Tüm boyutlar ölümlü,Cennet,Cehennem,zaman…

Varlık’ta yok olduğu zaman özgürdür insan.

Cehennem ateşini söndürecek tek şey var;

Mü’minin yüreğinden damlayan içten yaşlar.

Hiçbir şeyin tadı yok,hiçbir şeyin dünyada,

ALLAH için dökülen gözyaşının dışında…

ALLAH için döktüğüm bir damla gözyaşına

Değişmem dünyaları koysalar avucuma…

 

Cennet,huri hesabı yapan mü’min kardeşler

“ALLAH’ın rızası” nı kazanmaktan ne haber!

ALLAH’ın kullarına şirin görünmek için

ALLAH’tan uzaklaşan hedefsiz mütedeyyin!

-Nimete göre külfet,küflete göre nimet,

ALLAH’ın hoşnutluğu yanında ne ki Cennet!-

Cennet mi ora nere,Cehennem mi,duymadım!

Tek emelin ömrünce O olsun cancağızım!

Bütün fırsatlar kaçsın tek bir “fırsat” uğruna,

Hayat yansın,tükensin Ulu Sultan yoluna.

 

ALLAH’a yaklaştıkça artıyor mu acılar,

Acılar artınca mı dağlanıyor yaralar…?(…onuluyor…)

 

(İç ve dış boyutların ALLAH’a yaklaştıkça

Çoğalır,zenginleşir ey insan,anlasana!)

Niçin üç-beş paralık dünyalık çıkar için

Kul önünde eğilip Rabbi gücendireyim…

Koşmadım hiçbir zaman,koşmam çağlar ardından

Ben müslümanım,onlar koşsun benim ardımdan…

Hiç kimsenin önünde eğilmedim,eğilmem,

Rahman’ın Huzur’unda alnım alçak eşikten.

 

Müslüman “çağdaşlık”la sınırlanabilir mi,

O çağını,çağları aşan yiğit değil mi?

“Zamanlar üstü” olan niçin” zaman”a uysun,

Dileyen istediği bir ilâha(!) kul olsun!

“Çağdaş”olayım derken maskaralaşan tipler,

“Çağlar üstü iklim”den habersiz nasipsizler. (..ölçüden/boyuttan/ölçüsüzler..)

 

Çekmedim kimselerden sizden çektiğim kadar

“Çağlar üstü”nden uzak çağ altı Müslümanlar!(…kaltabanlar!)

Modern olayım derken Müslüman sapıklaşma!

İslâm’a yama yapmak çabaların boşuna!(…için boşa uğraşma!) Rabbim,”çağdaş” olmaktan Sana sığınıyorum,

“Çağlar üstü”ne doğru sıçramak istiyorum.

Müslüman Yüzyıl’ını,Çağlar’ı aşan insan,

Her can uyukluyorken uyanık,tetik olan.

“Çağdaşlaşmak” ne abes,ne murdar bir kelime,

Hangi zaman,ne kadar birbirinden ilerde?

 

“Çağdaşlık” tan ileri geçemeyen bahtsızlar,

“Çağlar üstü”nü asla kavrayamayan başlar!

 

Takımının rengiyle minareyi boyayan

Gerek var mı renk,koku almaya kimselerden,

Çalab’ın kokusunu,rengini almak varken.

Ne yalnız şekilde kal,ne yetin sırf inançla, (…düz…)

Ölümsüz Sevgili’ye bağlan sonsuz bir aşkla.

 

Müslüman sonsuzluğa talip olan has insan,

Buna herkesten fazla hakkı olan kahraman…

Herkesin varlığından onur duyduğu insan,

Saydığı,güvendiği içi,dışı “Müslüman”

Ellerinden,dilinden kimse zarar görmeyen,

ALLAH için buğzeden,ALLAH için sevişen…

Müslüman zor günlerin,zor işlerin insanı,

Herkesten daha iyi değerlendiren “an”ı.

Derin ve gerçek mü’min,içi,dışı sağlıklı,

Özgürlüğün aşığı,hakikat savaşçısı. (…inancın bayraktarı…)

Müslüman küfre karşı İslâm’ın avukatı,

Bu yolda seve,seve verebilen başını…

 

Müslüman adaletin,özgürlüğün simgesi,

Geçmişin,geleceğin mucizesi,dengesi…

İleri,her an biraz,biraz daha ileri…

Müslümanın hedefi “ilklerin en ilkleri…”

İleri,zamanlardan daima ileriye,

Mağradan sızan ışık sığmaz oldu evrene…

Evrenin içine bir anda boşaldığı kab,

Kabukları öz yapan cihanşumul inkılâb.

Her yerde müslümandır,her zaman müslümandır,

Müslüman dürüstlüktür,güvendir,istikrardır.(…dengedir,aydınlıktır.)

ALLAH’tan,Peygamber’den,Furkan’dan gayrısına

Ne güveni,ne meyli,ne ihtiyacı vardır.

Müslüman ateşten bir taç taşıyan başında,

Kaynayan volkanlara bir delil bu ruhunda.

Bir mabed kadar sağlam,oturaklı Müslüman,(…Sıradağ…)

Bir mabed kadar zarif,mehabetli Müslüman…

İnandığı değerler yüzünden kınanmaktan (İnancından dolayı gelen

Korkmayan,çekinmeyen,ulu ALLAH yolunda kınamalardan

Olanca inancıyla,güveni umuduyla

Hayırlar,güzellikler üreten her alanda…

Mü’min yalnız başına bir ümmet olmadıkça,

Neye yarar dudaklar Hakk’ı haykırmadıkça,

Şeytan’a bir başına meydan okumadıkça,

Neye yarar yürekler hicranla yanmadıkça…(…vuslatla…)

Müslüman olaylara çağlar üstünden bakar,

Her gözün görmediği şeyi görür,yorumlar…

Tekmil problemlerini çözmüş insan Müslüman,

Onun tek düşüncesi;”Bir can daha kurtarsam!”

Müslümanın mantığı Kur’an’a ve Sünnet’e

Uymuyorsa ağzıyla kuş tutsa da nafile!

 

Müslüman müslümanı uyarabilir,tamam!

Hakk’a karşı bâtıl’ı mü’mindir savunan?

 

“Süper güç” efsanesi artık yıkılmalıdır,

Müslümanın gönlünde Tek İlâh kalmalıdır.

 

Sen ALLAH’ın hizbisin ey Müslüman unutma!

Çıkar için aşkını yok pahasına satma! (…Dünya…ahreti…)

Kimselerin hoşuna gitmek için uğraşma,

ALLAH’tan gayrısını hoşnut etmeye kalkma!

 

Toplumu “kesimler”e ayıran “kesimler”in

Niyetleri n’ola ki,bilen varsa söylesin!

Vaiz tut şu dilini,neler yumurtluyorsun,

Ağzından bal yerine ağı akıtıyorsun…

 

Kardeşinin kalbini kıran,inciten mü’min,

Maskarası olmuşsun kör bir şekilciliğin…(Oyuncağı…)

 

Tebessümü unutan somurtkan Müslümanlar,

Zakkumları güllere yeğleyen bahçevanlar…

 

Herhangi bir can için can verebiliyorsan,

ALLAH için verecek bir şeyin yok mu insan?

ALLAH’tan,Peygamber’den başkasına bağlanan

Su çekmeye çalışan bir ama kör kuyudan...

-Bilmediğin şeyleri öğretir ALLAH sana

Ey insan “iyi bir kul” olabilirsen O’na.-

 

Kulun kula kulluğu Rabbim ne büyük zillet!

Kulun Sana kulluğu izzetler üstü izzet…

Kulluğun lezzetine varamamak ne acı.

Yüreğinin tadını bozan nedir inkârcı?

Sonsuz evren doğarken,kavuşurken içinde

İnsan ölümlü,sanal ilâhların peşinde…!

Küçük şeyleri büyük gösterenler çoğaldı,

Dinsizliğe din diye sarılanlar hortladı.(Densizliğe…)

 

ALLAH’ın kullarına zillet içinde izzet,

Tağut uşaklarına izzet içinde zillet!

(Evrenler bel bağlamış,boyun bükmüş Huzur’da,

İnsan ısrar ediyor sapkınlık boyutunda…)(…sapkın davranışında.)

(Dünya içinde dünya,halka içinde halka,(5)

Hakk’a kul olmayanlar güzel bakamaz halka.)

 

Tüm evrenler Müslüman,evrenliler Müslüman,

ALLAH Bir,Peygamber bir,kitab bir,aynı Furkan.

ALLAH’la bir olmanın mutlu yalnızlığıyla,

Esriyen gönüllerin imrenirim bahtına…

Kafa tutabilirsin cihana bir başına,

ALLAH’la hiçbir şeyi sokmamışsan arana…

ALLAH,ALLAH’tır,kul,kul,başka seçenek yoktur.

Ve kul ne kadar “kul”sa o kadar onurludur…(…özgürdür…)

Sultan’ın karşısında dilenciyiz,has bir kul,

Kitapların Anası gerçek,evrensel okul…

Kitab çağları aşan Hakikat habercisi,

ALLAH neferlerinin kalemi her “elif”i.(…tutkunlarının…)

Bir Kitab ki,İnsan’a ALLAH’ı anlatıyor,

Akı,karayı aşka,barışa çağırıyor…

 

-Kur’an’ın mecnunuyum,Kur’an Leylâ’m’dır benim,

Ölümsüz Sevgili’ye kavuşturan rehberim…-

Sen ALLAH’a köle ol,cihan de sana olsun,

Aradığı her şeyi senin bağrında bulsun.

 

Hiçbir güç,hiçbir değer ALLAH’tan büyük değil,

(Hiçbir isim,tasavvur,nitelik ve nicelik

O’nu anlatmak için yetersizdir,üstelik

O’ndan başka hiçbir ruh,hiçbir akıl yoktur ki

O’nu kavrayabilsin,kim kavrayabilir ki?

O’na teslim olmaktan,O’nu ululamaktan,

O’na hayran olmaktan,O’na aşık olmaktan

Başka ne yapılır ki,ne yapılabilir ki?)

ALLAH içlerde yanan sonsuz dumansız yangın,

Yandıkça yakan,onan,ilacı yaraların.

Rabbim çevir gönlümü daima Senden yana,

Sevgiyi,özgürlüğü tadayım yana,yana…

Senin sevgine muhtaç,Senin sevginle mestim,

Rabbim,Sensiz hayatı,ölümü neyleyeyim…

Rabbim,Rabbim girmesin hiçbir şey aramıza,

İstemem gölge düşsün ölümsüz aşkımıza.

 

Hiçbir duygu,düşünce İslâm’dan üstün değil,

Hangi beşeri sistem ona yaklaşabilir?

İslâm’dan başka her şey anlamsız,eften püften,

Her şeyden vazgeçerim,ondan asla vazgeçmem.

“İslâm akıl dışıdır!”buyurmuş birileri.(6)(…kendileri/hazretleri)

Bu sözü sarf edenin Çağlar’a and olsun ki,

Ya aklından zoru var,ya yalancının teki!

-Kimlerin ellerinde kuklaların ipleri?

Aşınıyor giderek çoğaldıkça yükleri,

Elleri titredikçe,seyirdikçe gözleri!

Koparamaz hiçbir güç göklerden sarkan İp’i.-(…inen…)

 

Lâikliği yücelten anti-lâik bağnazcık!

Kıraldan çok kıralcı geçinen Vati(kancık)!

Yanılmazlık zırhına gizlenmiş kahramancık!

Özrü suçundan büyük,suçu özründen beter

Özür dilemeyecek kadar muhterem peder.

 

Hayır,hayır sayın bay önyargı hazretleri,

Çok yanılıyorsunuz,çok aldanıyorsunuz,

Pinokyo burnunuzdan kıl aldırmıyorsunuz!

 

İslâm akıl üstüdür,her idrak kavrayamaz,

-Onu anlamak için üstün zekâ gerekir,

Sizin zekânız buna belli ki uygun değil!-

Vahyin frekanslarını her can algılayamaz,,

Kolay,kolay titremez gönüllerin telleri.

Sizin sözlüğünüzde zaten “gönül” de yok ki!

Hele kökü silm(7)olan Ağaç’ın meyveleri

Nasıl savaş,kin şiddet,nefret olabilir ki!

 

İslâm,İnsanoğlu’nun tek hayat iksiridir,

Esenliktir,ümittir,ışıktır,güzelliktir,

En büyük medeniyet,insanlık projesidir.

Her zamanda/mekânda,ahirette/dünyada

İnsan’ın tek kurtuluş yoludur,ümididir.(…rehberidir.)

Selim aklı önerir,tefekkürü,hikmeti,

Barışı,hoşgörüyü,sevgiyi,adaleti…

Sen kalkmış abur-cubur şeyler yumurtluyorsun,

Daha akı,karayı ayırt edemiyorsun!

Saçlarını boşuna ağartmışsın demek ki!(…yazık ki!)

Müslümanlığı inkâr,ilericilik değil

En büyük gericilik,ilkellik,eblehliktir…

 

Vahiyle barışmayan akıl yarım akıldır,(…barışmamış…)

Yarım akılla bakan gözler ufuk altıdır…

(İçimizde papadan beterleri yok mu?Var!

Dışı Müslüman,içi papaz,haham niceler…

Rahman’ın Kelâmı’nı eğip büken bahtsızlar, (…Sözleri’ni…)

Alçaklar,onursuzlar,erdemsizler,arsızlar…)(…densizler.)

Çan sesinden anlamlar çıkaran Müslümanlar(!),

Ezan sesine nasıl tahammül ediyorlar…!

Kadim cahiliyyeden andolsun ki,bin beter,

Modern cahiliyyenin yedikleri naneler!

ALLAH’ı hiç hesaba katmadan plan kuranlar,

Kendisini akıllı sanan süper-ahmaklar…

Bir yanda papyonlular,bir yanda sarıklılar,

Canciğer,kuzu sarma baykuşlar,yarasalar!

Çok bilmiş bin bir yüzlü “sünnet” havarileri,

Tek dünyaya hapsolmuş saltanat dincileri!

 

Rabbim,Rabbim merhamet,aştık sınırlarını,

Olağanüstü rahmet oluklar doldu,taştı…(….nı….)

 

Kozmik boyutlarıyla,tekmil kurumlarıyla,

Hakikat Uygarlığı üstündür Yüzyıllar’a...

Yüzyıl’ın beyni,ruhu anlamaya yetmiyor (….kavramaya,kuşatmaya)

Sistemler Üstü Sistem onu çağ,çağ aşıyor…

Beşer’in ölçüleri kendi gibi kusurlu,

Yaptıkları tıkamak açtıkları her yolu.

Modernizm,gericilik,idealizm,çağdaşlık,

İşin aslı astarı canlar ruhsal sakatlık!

Gösteriş histerisi fethetmiş yürekleri,

Doğrusu ya solluyor geçkinler yetmeleri!

 

Her şeyimizi borçlu olduğumuz tek Nizam,

Bütün boyutlarıyla,kurumlarıyla İslâm.

Her soruna çözüm var,her soruya cevaplar,

İslâm düşüncelerin ötesini kucaklar…

Müslümanlık her insan için en doğru yoldur,

Her insanı en iyi eğiten tek okuldur.

 

ALLAH’ın Okulu’na kaydını yaptıranlar

Ne kırık not alırlar,ne sınıfta kalırlar.

Her probleme tek kesin çözüm kozmik yasalar,

Peygamberler en büyük,en akıllı insanlar.

En uygun çözümleri getirenler de onlar, (…önerenler…)

Onlar yolundan giden aydınlık,cins kafalar…

Büyük düşünce gerek,büyük duygu çağdaşlar,(…kardeşler,)

Canlar volkanlaşmalı,tutuşmalı kafalar…

-Tek boyutlu düşünmek,düşünceye ihanet,

Bin pınarı aşıp da bir yudum içememek!-

 

Selim akılla doğru orantılıdır iman,

Çağların en akıllı insanı,”en Müslüman.”

-O kadar “Müslümansın” ne kadar akıllıysan.-

Zamanların en yüce insanı müslümandı,

Demek ki Müslümanlık “insan” yapan insanı.

İman en yüksek şuur,en güçlü haykırıştır,

En yüksek ufuklardan en aydınlık bakıştır.

En aydınlık,en derin duygu din duygusudur,

Ötekilerin hepsi mide gurultusudur…

 

İslâm’dan korkmak yersiz,barıştan korkulur mu?

Dalaşmayı barışa tercih edenler yok mu?

(Barıştan korkanlar da vardır,olmaz olur mu?)

 

Müslüman kendine gel,elden gidiyor iman,

Bin bir yüzlü düşmanın pusatlarıyla kuşan.

Ne yapmamız gerekir Barış düşmanlarına?(…korkaklarına?)

Daha iyi Müslüman olmak inatlarına….

“Kollektif bir benlik”le direnmek kahramanca,

Çirkin oyunlarını geçirmek başlarına…

Susturmak yüzyılları müslümanca susarak,(…mü’mince haykırarak,)

Betonlar arasından çiçek,çiçek fışkırmak…(…zambak,zambak…)

Büyümek acılarla,çilelerle güçlenmek,

Tağutların üstüne yalın iman yürümek…

 

Müslümana yakışmaz aşağılık kompleksi,

Gerçekten inananlar hep üstündürler çünki.

Müslümanlaşmak gerek önce Müslümanlaşmak,

Böyle açılabilir tağut’a savaş ancak.

Akıllı şapşalların “anlamlı(!)” çabaları,

Her zaman yenilgiyle taçlanan savaşları!

ALLAH’ın ,Peygamber’in talihsiz düşmanları,

Şeytan’ın oyuncağı gönül fukaraları.

 

Mülkün sahibi ALLAH,siz kim oluyorsunuz,

Kimin malına nasıl sahip çıkıyorsunuz?

Kaderiniz yenilmek dünyada ahirette,

Rezil olmak Toplanma Günü’nün dehşetinde…

 

Müslüman olmak değil en zor şey günümüzde,

“Müslüman” kalabilmek tek amaç ömrümüzde.

Keyif/haz/cahiliye toplumunda yaşamak,

Doğrusu kahramanlık “mü’min” olarak kalmak.

Bundan daha mükemmel bir hayat yoksa eğer,

İnsan fıçıya düşmüş kara sinekten beter.

 

Yürekleri mühürlü,bakışları perdeli

Benliklere gülleri koklatarak tanıtmak,

Kuruyan kuyulara yeni damar aramak

Ne kadar güç olsa da,içtenlikle,sabırla

Yürütülen çabalar sonuç verir mutlaka…

Müslüman”müslüman”dan başka unvan aramaz,

Müslümana İslâm’dan başka urba yaraşmaz.

O kadar derindir ki,o kadar yüksektir ki,

Müslümanlığı bilmek o kadar kolay mı ki?

 

İslâm’a uzatılan kötü eller kurusun,

Ona uzanan diller konuşmayı unutsun!

Cihada çağrılmaktan daha yüksek bir onur,

Şahadetten üstün bir rütbe,bir makam yoktur.

Büyük savaş İslâm’ın savaşıdır “mislâm”la!

Gerisi hırsız-polis,kaydırak,köşe kapma!(…kör ebe…)

(Arslanlar korosunda sivrisinek mi olsak,

Diriliş Ordusu’nda ölü nefer mi olsak?)

 

Eğer inanıyorsak olanca aşkımızla

Üstün olan bizleriz,kafa tutabiliriz,

Kıyam edebiliriz,boy ölçüşebiliriz

Tırnaksız arslanlar(l)a,dev bukalemunlar(l)a.

Mağlup sayılsak bile,yengin çıkan bizleriz…(…sanılsak/görünsek…)

Kimsenin yardımına,aklına,katkısına (…duygusuna)

İhtiyacımız yoktur kardeşim anlasana!

Bizi(m) ruhumuzdaki cevher yeter yeniden

Ayağa kaldırmaya itildiğimiz yerden.(…Ayağa kalkmamıza/Kendimize

Yeter ki vaz geçelim çarpık düşüncelerden, gelmeye…)

Bize kimliğimizi unutturan şeylerden…

Daha bitmeyecek mi kimlik arayışımız,

Evrenlerin fethine çıktı çağdaşlarımız…

 

Yazıyorum banarak divitimi kanıma;

“Rabbim,Rabbim,ebedi nusret lütfet İslâm’a!”

Mağra,çöl,ufuk,uzay,hicretler üstü Hicret,

Ve nur,nur dalga,dalga devler üstü Devlet. (Devlet-i Ebed Müddet.)

Sırtı yere gelmemiş dev bir pehlivan İslâm,

Zillete hazır olsun onunla güreş tutan.

21

ALLAH’la,Peygamber’le kimse boy ölçüşemez,

Onların önlerine kimse geçirilemez.

 

Din’e yön vermek için kolları sıvayanlar,

ALLAH’la,Peygamber’le yarışmaya kalkanlar,

Yürüdükleri yola bir kez daha baksınlar.

Mankafalığı brakın yarın Yargılama var!

Parti taassubunu ALLAH’ın,Peygamber’in

Önüne geçirenler bilerek,bilmeyerek,

ALLAH’ı,Peygamber’i gücendirmek ne demek?

Hayatları “hayat” mı bunu bilmeyenlerin?

Gelenekleri Din’in,şeyhini Peygamber’in

Bazen-haşâ-yerlerin,göklerin Hakimi’nin

Önüne geçirenler tutsağı benliğinin.

-Ümmeti için en çok korktuğu şey Nebi’nin.-

 

Ne Müslüman “Müslüman”,ne Müslüman olmayan!

Hangi dinin şartları kin,haset,kibir,yalan?

“İndirilen Din” nerde,kimlerin tekelinde,

“Uydurulan din”ciler gövde gösterisinde!

Ne diyorsa uyulur efendi hazretleri,

Âyetten,hâdisten de doğrudur hikmetleri! (…derindir…)

Müslümanlık olmaz mı “hoca efendiler” siz,

ALLAH’a,Peygamber’e kulak veremez miyiz?

İnsanlar birbirine payeler biçiyorlar,

ALLAH’ın indindeki değeri ölçüyorlar!

İnsanların verdiği makamlar birbirine,

Gavslar,kutuplar,şeyhler birbirinden merdane!

Kim bilebilir kimin manevi rütbesini,

ALLAH’ın Katı’ndaki gerçek derecesini.

-İlâhi ölçülerden öyle uzaksınız ki,

O kadar komiksiniz,o kadar şeysiniz ki!-

 

Kime,nasıl diyelim,nasıl anlatalım ki,

ALLAH Bir Gün hesaba çekecek hepimizi.(8)

 

Müslümanlığa çarpık bakan büyük alimler(!)

Onu kendinden başka her şeye benzettiler.

(İslâm’ı kırpa,kırpa bir kuşa benzettiler(!))

 

Uhrevi(!) kafaların dünyevi hesapları,

“Beyaz Müslümanlar” ın buğulu bakışları!(…hayatları/ufukları!)

 

Dava büyük,iş ciddi,yük ağır,yol çileli,

Lâkin aynalar tozlu,eller,ayaklar felçli.

İslâm’ı anladıkça artıyor ızdırablar,

İslâm’ı anlıyoruz arttıkça ızdırablar.

 

İslâm evrenin özü,insanın tek övüncü,

Dolunay yüzlü güzel,değil asla bir öcü!

İslâmiyet özgürlük,hoşgörü,medeniyet,

Sevgiyi her değerden üstün tutan zihniyet.

Aklı aşmamız gerek,gönle girmemiz gerek,

Ancak böyle mümkündür “Müslüman” olabilmek.

Müslüman olabilsek,Müslüman kalabilsek

And olsun önümüzde Yüzyıllar baş eğecek.

 

Müslüman demek barış,kardeşlik,sevgi,emek,

Lokmanın yarısını kardeşinle bölüşmek.

Müslüman olayların ardından giden değil,

Olayları ardından sürükleyen kimsedir.(…sürükleyebilendir.)

Mü’min değişen değil,asıl değiştirendir,

Onun her davranışı devrim üstü devrimdir.

Kardeşlerinden başka müslümanı kim anlar,

Duyguda,düşüncede doruklaşmıştır onlar…

 

Müslüman sonsuzluğa talip olan yolcudur,

Bu yol kin,haset değil,sevgi,barış yoludur.

Müslümanın savaşı barış için savaştır,

Küskünü barştırmak,köprüleri kurmaktır.

Ey Çağlar,sökmez sizin gücünüz müslümana,

O eritir zırhları “oruç” ışınlarıyla.

Müslümanlık zarafet,duyarlılık,nezaket

Hoşgörü,hilim,şefkat,incelik,efendilik(..iffet…)

Düşüncede,duyguda,davranışta derinlik. (…yükseklik.)

Öteler ötesinden ruh iklimine hicret.

 

Hicret sonsuz yürüyüş,Hicret bitmeyen yoldur,

Her zerrenin ruhunu saran sonsuz arzudur.(…coşkudur.)

Hicret zamanlar üstü hidayet muştusudur,

Hicret Aşk Ülkesi’ne ulaşan sonsuz yoldur.(…Gül İklimi’ne…)

 

Geceden güne hicret,hicretlerden Hicret’e,

Ey Kadir Mevlâ’m lütfet yolundan gidenlere...

Hicret’ten bir andan az zaman kalmışçasına,

Tükenmeyen bir azık hazırla yolculuğa…(Sonsuzluğa…)

 

İslâm’ı el kesmekten,cübbe,sarık giymekten

İbaret sananların ne farkı var merkepten!

“İslâm’ın gülen yüzü!”diyenlere sormalı,

ALLAH aşkına “gül”ün gülmeyen yüzü var mı?

 

Ne zaman öğrenecek inancın anlamını,

Ne zaman anlayacak Müslümanlar İslâm’ı?

Müslüman “Müslümanlık” nedir öğrenmen(k) gerek,

Yüzyıllar karşısında tavrını alman(k) gerek.

Evrenin çivisini işten değil oynatmak,

Sineleri inancın mayasıyla yoğursak.

 

Müslümanı “Müslüman” yapmaktan daha kolay,

Müslüman olmayanı “Müslüman” yapmak canlar!

Duygudan,heyecandan,çılgınlıktan çok uzak, (…düşünceden…)

Dümdüz Müslümanlardan uzak durmalı,uzak…(Varlık ne kazanacak?)

Müslüman darmadağın,bölük.pörçük,hedefsiz,

Her yol biribirinden uzak,ayrı,güvensiz…

Sarık,cübbe,tesbih,mest,saflar seyrek,huşu yok,

Rukûda,secdede mest olacak olacak baş,gönül yok…

Nereye gidiyoruz,kimlerin ardındayız,

Efendiler,mü’minsek öyle yaşamalıyız.

Üstünde,çok üstünde bir hayat hayatların,

Üstünde,çok üstünde yerlerin/zamanların…

 

“Müslüman” ol Müslüman,”Müslüman” kal Müslüman.

Sen Ahsen-i Takvimsin,sana tek rehber Furkan.

Müslümanlığı yaşa Müslüman “müslümanca,”

Senden uzaklaşmasın sen ona yaklaştıkça…

İçinin yoksulluğu gitmez olsan da paşa!

 

Yakışmaz olduk artık-ne yazık ki-İslâm’a.

O ki en büyük nimet bize inen göklerden,

Değerini bilmezsek alınır elimizden

Verilir ona lâyık olan yüce ruhlara…

“Emanet”i taşımak için güç,kuvvet ister,

Onu taşıyamamış ne yeryüzü,ne gökler…

 

İslâm kültür demektir,en yüksek kültür hem de,

Zirveler üstü zirve duyguda,düşüncede…

İslâm gelişmişliktir,refahtır,mutluluktur,

Tembelin,umutsuzun İslâm’da yeri yoktur.

İslâm,yalnız fes,kavuk,sarık,cübbe değildir,

İslâm,yeri gelince at,kılıç,top,tüfektir, (…gerektiğinde…)

Kalem,kağıt,cetveldir,çekiç,sütun,kubbedir…

Kalbinde “iman” yoksa,sevgi,içtenlik yoksa,

İstersen bin cübbe giy,bin sarık sar başına!

 

Ne ikinci fikirdir,ne üçüncü fikirdir,

İslâm,çağları aşan saadet iksiridir.

İslâm’dan daha büyük,İslâm’dan daha başka

Gerçek bir devrim yoktur evrenlerin ruhunda.

En ilkten,en sona dek yok en küçük bir sapma,

Aynı şekil,aynı renk davalar üstü dava…

İslâm için geçmiş,hal,gelecek ölçü değil,

O bütün zamanların/mekanların dinidir.

İslâm’dan gayrı her şey anlamsız,eften püften,

Her şeyden vaz geçerim ondan asla vaz geçmem.

 

Gelişmemiş toplumlar İslâm’dan ne anlasın, (…beyinler …anlar ki,)

İslâm,ulaşacağı son hedef toplumların. (…durak adımların.)

Bir gün gelecek insan gülecek bönlüğüne,

Din’i kavradığında bütün şubeleriyle…

Sizin yasalarınız trajedilerden farksız,

Gerçek Anayasa’yla yarışa var mısınız?

Hanedanlığı Din’in önüne geçirenler,

Koltuk,şöhret uğrun(d)a tüketilen ömürler…(…savaşan maskeliler!)

 

İnsanlardan ne hayır gelir birbirlerine,

Saf,saf olup başların secdeye gelmedikçe…

İslâm,İslâm’dan gayrı bir ölçüyle ölçülmez,

Bir el terazisiyle yerler,gökler çekilmez. (Bakkal…)

İslâm bir gül çalılar,dikenler arasında

Onu bulup koklamak düşüyor müslümana.(…her insana.)

Karıştırıyor hakla,bâtılı Müslümanlar,

Köpük,köpük kayıyor avuçlardan hayatlar…(…fırsatlar…)

 

Gerçek dinle sanal din arasında kalanlar,

Ya ALLAH’a tapanlar,ya Şeytan’a uyanlar…

Sinsice dayatılan “nominal Müslümanlık.”

İslâm’ın vakarına uymayan şaklabanlık!

Bir toplum müslümansa “Müslüman” kalmak ister.

Ne sağ,ne sol,ne şu,bu “kendisi” olmak ister.

 

ALLAH’ın,Peygamber’in onayından geçmeyen

“Müslümanca” olamaz hiçbir düşünce,eylem.

Bu ölçüye uymayan her şey eksik,abestir,

İnsan’ın doğasına uygun değildir,terstir.

 

Bir insan müslümansa başka şey aramasın,

Değilse bir an önce mü’min olmaya baksın.

Müslümanlık dengedir,barıştır,kardeşliktir,

Zarafettir,kültürdür,gerçek medeniyettir.

 

Müslümanlık muhteşem tekmil boyutlarıyla,

Bütün kurumlarıyla,yüksek ufuklarıyla,

İnsanı “insan” yapan evrensel ve kusursuz

Ölümsüz prensipleri,kozmik değerleriyle,

Her dem körpe,dinamik ruhuyla,bedeniyle

Hakikat Uygarlığı zengin birikimiyle,(…deneyimiyle…)

İnsan’a her zamanda/mekânda tek kılavuz…

(DİN öyle bir nurdur ki,aydınlatır her yeri,

Zirveleri,sinleri,çağları,yürekleri…)

Yeter ki ehil eller,sağduyulu beyinler

-Evrensel çapta yüksek alimler,sanatçılar,

Halkların güvendiği,saydığı,beğendiği,

Üstün ahlâklı,bilge,iddiasız aydınlar,(…alçakgönüllü ruhlar,)

Sosyo-politik,sosyo-ekonomik kadrolar…-

Rafine olmuş akıl,gönül cevherleriyle

 

Ümmet’in öncüleri,Elçi’nin elçileri

El atsın sorunlara kararlı bir çabayla,(Uzansın…)

Sağlıklı bir birikim,kollektif bir bilinçle (…şuurla.)

Oluşturabilsinler ideal bir toplumu.

-Çağlar’a örnek olan Medine toplumunu.-

Destek olsun onlara içten imanlarıyla,

İyi niyetleriyle,ümmet bilinçleriyle

Fedakârca,yiğitçe gönülden Müslümanlar…

-Topyekün insanlığın desteği ne güzeldir.-

Yıldızlı otellerde,yaldızlı salonlarda,

Kürsülerin ardında,masaların başında

Hurma yiyenler,zemzem,şerbet içenler değil

Elini taş alına koyabilenler çözer

Müslümanın,İnsan’ın sorunlarını ancak…

İhtimal gelecekte olan da bu olacak…

 

Müslümanlar bugünler “Kitab’a uygun” değil,

Her şeyi “kitabına uydurma!” peşindedir.

Müslümanlar o kadar uzaklar ki Kur’an’dan,

Neredeyse halife olacak bir şarlatan!(…kaltaban/lafazan!)

ALLAH selâmet versin Müslümanlara bakın,

Kimlerin ardı sıra koşuyor akın,akın!

Gıbta ettiklerimiz,örnek aldıklarımız(Güven duydukalrımız…)

Hayal kırıklığına-ne yazık-uğrattınız.

Sayın baylar geçiyor artık sizin çağınız.

Biz kendi kendimizi sizden çok daha iyi

Yönetme yetisine sahibiz and olsun ki!

Düştü takkeleriniz,göründü kelleriniz,

Daha iyi görüyor şimdi yüreklerimiz

Çipil yüzlerinizi,fersiz gözlerinizi…

Maskesiz halinizle ne kadar güzelsiniz!(…pek de güzelmişsiniz!)

 

ALLAH’ı gündeminden çıkaran çıkarana, (…düşüren,düşürene,)

Aldanış batağına saplanan saplanana,

Yeryüzünü çılgına çeviren çevirene…

Rabbim,bu gördüklerim yalan mı gerçek midir,

Senden uzaklaştıran şu insanları nedir? (…kullarını…)

Sorumsuzluk insanın boynunda alev kement,

İliğini kemiren illetler üstü illet!

 

Nedir ALLAH’ım nedir bu insanların hali,

Yüce Rabb’im,bu mudur Peygamber’in Ümmet’i?

(O’ndan ne kadar uzak kalırsa kalsın insan,

O her zaman insana yakın şah damarından.)

ALLAH’ın selâmını almaz oldu insanlar,

İçimizde gitgide büyüyor uçurumlar…(…derinleşen kuyular...)

Mabetten her çıkışta biraz daha “Müslüman”

Olamıyorsan eğer yazık sana genç adam.(…Müslüman!)

 

İslâm’ı kendisine uyduran mü’min değil,

Müslüman varlığını O’na teslim edendir.

Bataklıkta bir iğne aramak daha kolay,

Aranızda mü’mince yaşamaktan çağdaşlar!(…yoldaşlar!)

 

Müslümanlık bir tane,Müslüman çeşit,çeşit,

Sen,sen ol bulanmamış pınarı bul,ondan iç.

En sağlam kulpa sarıl,Tek Ölümsüz’e dayan,

Kulluğun anlamını bil,anla ey Müslüman.

Yetmiyor namaz kılmak,zekat,hac,oruç tutmak,

Müslümanın bağrından gayzerler fışkıracak…(…gülşenler…)

“Müslümanım” demekle olunmuyor Müslüman,

Müslüman gibi düşün,Müslüman gibi davran.

“Müslümanım!”demekle Müslüman olunsaydı,

Müslümanlar bugünkü konumda bulunmazdı.

Kardeşlerim!Yeniden “Müslüman” olmalıyız.

Her şeye yeni baştan,aşkla başlamalıyız.

Kur’an bizlerden neler yapmamızı istiyor,

ALLAH bizlerden nasıl olmamızı bekliyor?

Bunu anlamanın tek güvenli,kesin yolu

Nebiler Nebisi’nin kusursuz hayatını(…evrensel misyonunu)

Her şeyden daha iyi öğrenmek amacıyla

İyi niyetimizle,olanca gücümüzle

Çalışmak,çabalamak olmalıdır bilinçle,

Kullanarak hayatın bütün imkânlarını

İzlemek O’nun şaşmaz,çağlar üstü yolunu.

 

Bu yerler müslümana mekân olası değil,

Bu hicran,bu sevgiyle şifa bulası değil!

Dünya bir şey veremez gerçek bir müslümana,

Müslümanın verecek çok şeyi vardır ona.

Müslüman büzüldüğün köşeden çık ortaya,

Haykır haklı davanı Yüzyıl’a,Yüzyıllar’a.

(Haykıracağız ey Çağ,duysan da duymasan da,

Gökler’in Çağrısı’nı başına vura,vura…)

İt elinin tersiyle ey Müslüman bâtıl’ı, (Batı’yı,)

Ve duy iliklerinde o evrensel sancıyı.

Yık çevrene örülen samandan duvarları,

Savaşmasını öğren,yen tekmil orduları…

 

Modern putperestlerin,süslü puthaneleri,

Geçecek başlarına yakındır ecelleri…

Putları kıra,kıra ilerle İslâm eri,

Birer fal taşı olsun putperestin gözleri.

Yürüyecek bu dava,bu dava büyüyecek,(…yükselecek,)

Mazlumun,ezilmişin yüzü er-geç gülecek.

Ey lekesiz alnında Hilâl’in ışıltısı,

Zafer kollayan yiğit bekle büyük şafağı.

Bir omuzuna arz’ı yüklen,öbür omzuna

Göklerin sırlarını Sultan’a koş,Sultan’a.

Belirlediğin hedef çok kısa can kardeşim,

Sonsuzluk yollarında nedir ömür dediğin?!

Eşiği aşamazsın,bir yere varamazsın,

Ölümle yüzleşmeden,vuslatı tadamazsın…

Hayat kaybetmek değil ölüm,hayat kazanmak,

Ölmezlik Ağacı’nın dallarında şakımak.

Ağaç’ın dallarının budanmasıdır ölüm,

Çiçeğe durmasıdır mevsimler üstü dölün.

Ölüm gücün bitişi,tükenişi değildir,

Ruhun şaha kalkarak sonsuz kükreyişidir…

 

Müslüman olmak bize ne kazandırabilir,

Ya Müslüman olmamak ne kaybettirebilir?

Müslüman olmamaktan daha büyük bir kayıp

Var mıdır,bildiğiniz daha korkunç bir ayıp?

Müslüman başkasına özenen biri değil,

Başkalarının ona özendiği kimsedir.

İnsanlar arasında statü kazanmak güzel,

ALLAH’ın Katı’ndaki statümüzden ne haber?

 

Zamane müslümanı doğrusu garip beşer,

Hem lânetler tağut’u,hem arkasından gider!

 

(Müslüman!Hem tağut’la dost ol,hem Cennet iste,

Yağma yok,bu mantığa güler kargalar bile!)

Müslümanım diyen çok,Müslümanlık nerede,

Niçin özlenen Işık yanmıyor yüreklerde?

Bir gün yanacağından umutluyuz yine de…

 

Müslümanlığı en az Müslümanlar(!) biliyor,

Kör bir gelenekçilik gözleri karartıyor…

 

Brakmayanlara bakın Çalab,Yalvaç aşkına

İyi Müslümanlığı hele hiç kimselere…!

Herkese tepelerden bakmalar,horlamalar,

Ah siz bin bir yaşayın “en iyi Müslümanlar!”

Kıskançlık,gıybet,haset,yalancılık onlarda,

Vefasızlık,cimrilik,duyarsızlık onlarda,

Ahmaklık,edebsizlik,onursuzluk onlarda,

Enaniyet,kabalık,kula kulluk onlarda,

Savurganlık,gösteriş,gurur,kibir onlarda.

 

Dış dünyaları zengin,yoksul iç dünyaları,

Arapsaçına dönen güncel yaşantıları.

Anlamamız ne mümkün çağdaş Müslümanları!

Sakalsız ve bıyıksız rahat Müslüman tipler,

Halısız yere secde etmeyen çilesizler!

Mabedler süsleniyor,zenginleştiriliyor,

Yoksa bayanlar,baylar din elden mi gidiyor?!

Çakma Müslümanlarla nereye gidiliyor?(…ne yapılmak isteniyor?)

 

Müslüman müslümanın aynasıdır amenna!

Rabbim,Rabbim aynalar,aynalar paramparça…

Müslümanlar boyutsuz,vurdumduymaz,ufuksuz,

Kafa yapılarıyla,sığ yaşantılarıyla,

Çarpık düşünceleri,güdük duygularıyla,

Ciddiyetsiz,amaçsız,vurdumduymaz,sorumsuz…

Kibirliler,pintiler,kıskançlar Müslüman mı,

Müslüman-insan olmak sanılandan kolay mı?

Düşünceleri “beyaz”,yaşantıları” kara!”

-Tencere dibin kara,benimki senden kara.-

Her şey Müslümanlıkta,Müslümanlarda ne var?

 

Adalet,sevgi,barış,hoşgörü,yüksek ahlâk,

Sonsuz yolculuk için bir şeyler hazırlamak…

-Rahmet okyanusunda akkor bir damla olsak,(Vuslat…)

Hicran yelkenlisini ötelere taşısak…-(Hasret…)

 

Bu kadar abur-cubur,kaba-saba insanlar (…eciş,bücüş…)

Nasıl taşır bu yükü gider nereye kadar?

Böyle Müslümanlar(!) da varmış demek ki,hayret!

Ne olur arkadaşlar,kardeşler biraz gayret!

“Aydınlar”ın vardığı son nokta onmaz yara!

 

Güzel gözlerinizi kırpıştırıyorsunuz,

Körpe yüzlerinizi buruşturuyorsunuz.(Solgun…)

Gerçek bu,utansak da,yansak da,kavrulsak da!

 

Elbet problemsiz insan,sorunsuz toplum olmaz,

Fakat inanç olmazsa dertler artar,azalmaz…

 

Müslümanların(!) akıl almaz bilgisizliği,

Bilgisizlikten öte derin bilinçsizliği.

“Peygamber’e,duaya gerek yok!” diyenler mi,

“İntihar”ı “şehitlik” sayanlar mı ararsın,

Kendisini “Müslüman” sanan maskeliler mi, (…münafıklar mı,)

“Kutsal Kitab referans alınmasın!”diyen mi,

Ilımlı demokratlar,çeyrek Müslümanlar mı, (…sanal/modern(!)…)

“Anadolu Hıristyan olmalıydı!” diyen mi,

Kitab’ın bir kısmını kabul etmeyenler mi,

-Yaşıyor anlaşılan herkes kendi dinini.-

ALLAH’ı kullarına şikayet edenler mi,

“İngilizler kalsaydı daha iyi olurdu,

Turban sorunu bile çözüme kavuşurdu!”

Türkçe ezanın tekrar kimlik kazanmasının(…sı da)

“Karşı devrimcilere”-yani Müslümanlara-

“Verilen bir ödündür!” diyenler mi ararsın!

 

Aman ALLAH’ım daha neler,neler bilseniz! (…görseniz!)

Utanç mı duyarsınız,öfkelenir misiniz?

“Güzel bir hayatım var!”diyenlere bir bakın,

Söyledikleri şeyler ne kadar akla ya(t)kın!

 

-Eğer pek güveniniz yoksa gözlerinize,

Söyleyecek sözümüz yoktur kuşkusuz size!-

Yürümek değil midir öteler ötesine

Güzel hayat “ALLAH’ın hoşnutluğu” yolunda.

Sağlam adımlar atmak kahramanca,özgürce,

Direnerek içinden gelen fısıltılara,

Ölümsüzlük atını sürmek dev yangınlara…(…sonsuzluklara.)

 

Rabbim!Müslümanlardan sığınıyorum Sana…

 

İslâm’ı anlamanın,İslâm’la boyanmanın (…barışmanın)

Tek yolu var,sevgiyle tutuşması canların…

İnsan’ı anlamanın yolu insaniyettir,

İnsaniyetin yolu gerçek islâmiyettir.

Ne madde,ne ruh yalnız başına anlamlıdır,

Mana/madde dengesi İslâm Nizamı’ndadır.

 

(Hiçbir sistem İslâm’dan daha üstün olamaz,

Hiçbir insan Resül’den daha öne çıkamaz.)

 

Söyleyecek bir sözü var her zaman İslâm’ın,

Odur biricik özgün sistemi zamanların.

Çağlar’ın gündeminde İslâm var,yalnız İslâm.

Lâyık olduğu yere O’nsuz gelemez İnsan.

 

“Orta-Çağ kafası”ymış,aman ne büyük bulgu!

“Çağdaş kafalar” için düşüncede limit bu!

Orta Çağ’ı karanlık çağ sananlar halt etmiş,

O Çağ’a aydınlıktan ürkenler isim vermiş.(…böyle demiş!)

Kendi karanlıkları içinde kararanlar,

Herkesi karanlıklar içinde sanıyorlar…

 

Sosyalizm “hür düşünen” kafaların övüncü!

İslâm hem düşünen,hem duyanların ölçüsü.

İslâm ne salt bireysel,ne toplumsal bir sistem,

“İlk ben sonra sen!”değil,”bana rağmen sen,ilk sen!”(…önce…)

Peygamber “filozof”muş böyle diyor eblehler,

“Nübüvvet” boyutundan habersiz nasipsizler….(…gerçeğinden…)


(Felsefe bir mezarlık,filozoflar mezarcı,

Akıl tutsak akıla,akıl gönle yabancı

Sonunda budur işte,-yazık ki-olacağı!)

O “âlemlere rahmet” olarak gönderilmiş,

Milyarlar arasından beğenilmiş,seçilmiş,

Büyük,olağanüstü bir misyonu yüklenmiş, (…üstlenmiş,)

En yüce benliktir ki,ona dil uzatanlar,

Değerini bilmeyen nasipsiz mankafalar

İçin elden ne gelir dua etmekten başka,(…etme dışında.)

Karanlık ruhlarına ışık tutmaktan başka.

 

“Felsefe” yenik düşmüş-yazık-ilâhi aşka.

Kozmik evrensel akıl,tefekkür karşısında

Boyutsuz düşüncenin yüzü avuçlarında!

(Felsefeyle kelâmın çağlar süren savaşı,

Bir türlü durulmayan ruhların çalkantısı,

Dengenin zaman,zaman yeniden kurulması,

Saldıran hâdisçiler sonra akılcılara…)

 

Hadım edilmiş inanç,Ümeyyeci Hanifler(9)

İslâm düşmanlarına omuz veren müminler(!)

 

Duyguyla düşüncenin kızışan çekişmesi,(…didişmesi,)

Işığın karanlıkla bitmeyen restleşmesi…

Birbirlerine karşı akan gümrah nehirler, (…Sünnilikle sufilik…)

Ufuksuz ummanlarda durulmayan gel-gitler. (….kesiksiz med-cezirler.)

En büyük ahmaklık ne?ALLAH’ı gücendirmek,

O’ndan başka güçlerin önünde boyun eğmek.

-Hiç kimsenin önünde eğilmedim,eğilmem,

Rahman’ın Huzuru’nde alnım alçak eşikten.-

En büyük bahtsızlık ne?Doğruyu görememek,

Doğru düşünememek,doğru yürüyememek.

Bunun sebebi açık,inanmayan bir yürek!

 

Ne kadar candan,içten,katıksız müslümansan,

O kadar haberlisin ALLAH’ın varlığından.

Sultan’la birlikteysen âlem karşında olsun,

O’ndan uzak kalmışsan âlem yanında olsun!

 

ALLAH’tan gayrı Sultan,Resûl’den başka rehber (…önder)

Arayanlar bir adım atmadan tökezlerler…

Tek bir hayatın olsun,sırf ALLAH için yaşa,

Her nefsin tadacağı bakmıyor başa,yaşa.

ALLAH’tan uzak kalan ruh kuru dal gibidir,

ALLAH’a yakın gönül sönmeyen bir ateştir. (….solmayan gül gibidir.)

Vedud’la aramızda kat,kat kalın perdeler,

Partiler,mallar,mülkler,renk,renk,boy,boy idoller…

 

Gönlümüzü bir beşer sevgisi tatmin etmez,

ALLAH’tan,Peygamber’den gayrısı bizi kesmez!

 

Müslüman ölümlüler peşinden koşan değil,

Tek Ölümsüz uğrun(d)a heder olan yiğittir.

Her yönüyle Çağlar’a örnek olan hür insan,

Ölümlüler önünde baş eğmeyen kahraman.

Kadının değerini herkesten fazla bilen,

Ana,eş,bacı diye bağrına basabilen,

Aile bağlarını sağlam tutan,gözeten,

Çatısını en sağlam temellere oturtan…

 

Bacım senin her damla terin Uhud’tan ağır,

Pak örtüler altında hayırlar üstü hayır.(…çığırlar üstü çığır.)

Kadın ana,kadın eş,kadın kardeş erkeğe,

Sonsuz kanatlar takan duyguya,düşünceye…

En değerli cevheri kainatların kadın,

Sevgiye,özgürlüğe erkek onunla yakın….

Kadın ruhuyla güzel,süs sadece bahane,

Kadın sevdikçe yüce,sevildikçe şahane.

Ah bacım,bugün gerçek yerinden,değerinden

Nasıl uzak brakıldın bir anlasan,bir bilsen!

 

Canan’dan başkasından söz etmeye değer mi,

Canan’dan söz edenin sözü hiç kesilir mi?

Ölümlüler peşinde tüketilen ömürler,

Tek Ölümsüz uğrun(d)a ışıklaşan benlikler.

-Her şeyini verene her şeyini verenler.-

O’nda başka bir şeye muhabbet duymayanlar,

En kârlı çıkanlardır dünyada,ahirette.

Sınırsız mutluluğu,özgürlüğü tadanlar

Ölümsüz Sevgili’nin sevecen sinesinde.

Her an dudak dudağa olan ruh alevlerle,

Kanar mı ham hayaller,tadımlık lezzetlerle…

 

Rabb’e inanmak yetmez,O’nu tanımak gerek,

Ömrü O’nun yolunda seve,seve tüketmek…(…heder etmek…)

ALLAH’a inanmanın büyük sorumluluğu,

Sorumluluk bilinci yüklenmemenin sonu.

ALLAH’a inanmıyor gibi yaşamak zor mu?

ALLAH’a ortak koşmak inkâr etmekten beter,

Şefaat etmek için ALLAH,Peygamber yeter.

ALLAH’a inanmamak affedilmez kabahat,

Ufuksuz enginlere pusulasız açılmak…

 

-Doğru orantılıdır inanmak yaşamakla.(10)

Her şey anlam kazanır,canlanır inanmakla.

İnanmanın dışında her şey boş,her şey yalan,

Yaşamıyor demektir gerçekten inanmayan.

Hayatı “hayat” yapan inançtır,gerçek inanç,

İnançsızlık kârdan çok zarar getiren kazanç-

 

İnanmak hiçbir zaman yenilmemek demektir.

Benliği yenilemek,yenebilmek demektir.

İnanmak ilk basamak “insan” olma yolunda,

Teneke tenekedir ne kadar boyansa da!

 

Zamanların en bahtsız yaratıkları kimler?

Dıştan “inandım!”deyip için,için gülenler,

Dışları dökülenler,içleri çürüyenler…

Paranın ve şöhretin kudurttuğu benlikler,

Gurur,kibir,entellik yarışında elitler(!),

-En i yi bildikleri,en güzel yaptıkları

Çatlayasıya yemek,kotarmak yalanları…-

Onlardan geri kalmak istemeyen mü’minler!

Bunların “sağ”ı,”sol”u belli olmaz efendim,

Bukalemunlaşırlar dünyalık çıkar için.(Renkten renge girerler…)

 

Münafık iki yüzlü,ya Müslüman(!) kaç yüzlü?

Kaçımız tutuyoruz O’na verilen sözü?

Kaçımız kardeşinin çiğ etini yemiyor,

Kaçımız nabzımızın atışını dinliyor,

Kaçımız birbirinin yüzüne merhametle,

Bakıyor güzellikle,sevgiyle,içtenlikle

Yüreğini,cömertçe ellerini açıyor,

Ak günde,kara günde hatırını soruyor,

Kaçımız,kaçımızın haliyle halleniyor?

Kaçımızın gözleri yanıyor,kızarıyor

Bir solgun yüz,yaşlı bir çift göz gördüğümüzde,

Kuru bir dal,kavrulmuş bir avuç toprak ya da?

Yerin,göğün değişik coğrafyalarındaki

-Filistin’de,Sudan’da,Keşmir’de,Eritre’de,

Irak’ta,Namibya’da,mahzun Afganistan’da…-(…yiğit…)

Mustazaf kardeşlerin sonsuz elemlerini

Kaçımız içimizde duyuyor,paylaşıyor,

Onlar için bir şeyler yapmaya çabalıyor?

Kaçımız benliğine söz geçirebiliyor,

Aile bağlarını kaçımız gözetiyor?

Kaçımız kendimize karşı adaletliyiz,

Kaçımız kendimizden ne kadar haberliyiz,

Kaçımız başkasına karşı adaletliyiz?

(Ayakta tutmak için adaleti,vahdeti

Ufuklar ötesine kanat açabiliyor,

Özgürlük ateşiyle tutuşmuş yüreğiyle.)

 

Kaçımız Kur’an,Sünnet ölçüsünü biliyor? (…ölçüsünden haberdar?)

Velhasıl kaçımızın “müslümanım!” demeye

Yüzümüz,hakkımız var,kulluğun neresinde

Duruyoruz,kaçımız ulaşmış bu bilince?

 

Bazı Müslümanların Müslümanlıklarından

ALLAH’a sığınmaktan başka yol bulamayan

Has mü’minler ne zaman Müslümanlıklarından

Onur duyacakları güne kavuşacaklar?(…günleri görecekler?)

Aynı safta yer alan cami cemaatinden

Yüzde kaçı İslâm’dan haberdardır gerçekten?

Kör bağnazlık gözlere çekilen bir perde mi,

Mühürlü yüreklere saplanan bir hançer mi?

 

Müslümanlar nadanlık,müsriflik yarışında,

Müslümanlık duruyor bunların karşısında…

Paylaşmayı bilmemek bencillik,utanç,zillet,

Milyonlar aç inlerken dört-beş öğün ziftlenmek!

 

Nedir içimi burkan dünyaya her bakışta?

Gördüğüm her Müslüman,başka her bakışımda!

 

Şifa bulmayan illet ham ve kaba bağnazlık,(…softalık/yobazlık)

İslâm’ın pırıl,pırıl gözlerinde sarılık!

Yobaz bir türlü değil,nice çeşitleri var!

Sırf dinde değil,bazen bilimde,sanatta da

Görülen bağnazlıklar yüzünden sisler,puslar

Sarsa da ufukları,İnsan’ın yollarında

İnsan yine ışığı bulmuştur en sonunda…

-Din yobazından beter bizim fikir yobazı,

Hayatı allak-bullak,beyni yaz-boz tahtası!-

“Dünyanın en akıllı insanı(!)”söyler misin,

ALLAH,Kitab,Peygamber hakkında nedir fikrin?

Kıyamet kopuyorken bile yıkılmayacak

Sağlam,en sağlam yapı saf bir inançtır ancak.

Körü körüne inanç,körlerin seçimidir,

Bakmasını bilmemek asıl talihsizliktir.

“Kal ehli” ne anlasın,”hal ehli”nin halinden,

Havanda su dövmekle geçilmez lâv nehrinden.

Hasret içinde vuslat,gurbet içinde gurbet,

“Hal”den anlamayana hayretler üstü hayret!

Küflenmiş kanatları açmak için kol gerek,

Mühürlenmiş kalpleri girmek için “hal” gerek.

Doğru ve gerçek olan yalnız ALLAH,Muhammed,

Onlardan gayrı her şey vehimlerden ibaret…

 

Ey İnsan,Yaradan’dan istemesini bilsen

Ayakların altına seriliverir evren…

ALLAH’a uzanan el boş kalmaz,dolar elbet.(..er-geç.)

Acele şeytandandır,umut et,bekle,sabret!

ALLAH izin verince,ALLAH yardım edince

Sıradağlar kül olur gönül aşka düşünce…

 

Ey Hakikat,müthiş sır çöküyor omuzlarım,

Sağır olan ben miyim,yoksa sen misin Çağ’ım?

ALLAH’la konuşmaktan daha büyük bir onur,

Daha büyük mutluluk var mıdır?Hayır yoktur!

 

ALLAH’ı hoşnut etmek insanları etmekten

Çok daha kolay eğer sevmesini bilirsen.

ALLAH’ın belki en çok sevdiği şey affetmek,(…adalet.)

En çok beklediği şey bizlerden samimiyet…

Bizden iki öncelik istiyor İslâmiyet;

İnançta yaşayışta samimiyet,adalet…

 

ALLAH’tan kurtuluşun tek yolu vardır ancak(11)(…’la barışmanın…)

Bu O’na sığınmaktır mü’min bir kul olarak

O’nun tek koruyucu olduğunu bilerek.(…gerçek dost…)

 

En derin bilgisizlik ,zulüm Allahsızlıktır,

İnsan’ın sonsuzlukla bağını koparmaktır.(…özgürlükle…)

Bilim Allahsızlıksa,Allahsızlık bilimse,

Yüz binlerce yuh olsun sizin idrakinize!

 

Bilimin tanrılığı İnsan’a zillet verir,

Huzursuzluk,gerilim,anarşi baş gösterir…

Eften-püften işlerle uğraşmak zamanı mı, (…yıpranmak…)

Ey Müslüman,ey insan oynaşmak zamanı mı?

Görünüştedir küfrün gücü ve azameti,

Yerle bir eder onu mü’minin “feraset”i.

 

(Müslüman olmayın da ne olursanız olun(!)

Başarıya ulaşsın sahneye konan oyun.)

Müslüman müslümana düşürülüyor,dikkat!(…kırdırılıyor…)

Küfrün oyunlarına gelmek büyük hamakat.

Aktörler çoğaldıkça dar geliyor sahneler,

Senaryodan habersiz uyuyor seyirciler!

 

“Vahdet” doruklarından,”tefrika” gayyasına

-Tefrika ki,utançtır,güçsüzlüktür,zillettir.-

Seni itmek isteyen ellere imanınla (…çekmek…)

Karşı koy ey Müslüman,yitmek istemiyorsan,(…dur…)

Dünyanı,ahretini yıkmak istemiyorsan…

 

Seni kendi silahın ile vurabilirler,

Ummadığın bir yerde/zamanda devirirler…

Nifak görünmez akrep,ay buluta girince

Yüreklere salar hep zehirini sinsice…

Şerrin ehveni olmaz,hayır hayırdır,şer,şer,

Bu gerçeği ne zaman anlayacak mü’ninler?

 

Ey mü’min kardeşine kim düşman etti seni,

Zalim sözüne kanma aç dostluğa sineni.

İlerle,itil,kakıl,düş,kalk,yılma,ilerle,

Her adımda uzak say kendini hedefine….

Biz birbirimizi yersek onlar da bizi yerler,

Barış’a sarılalım canla,başla kardeşler. (Vahdet’e…)

 

Tevhid’in soluğuna kuvars dağlar dayanmaz,

Mumdan payandalarla putlar ayakta durmaz.

 

“Kurulu düzen”leri zarar görmesin diye, (…yere geçmesin…)

“Kurulacak düzen” e direnenler haybeye!

Çağ’a baş kaldıranlar,yine “çağdaş(!)” olanlar,

Kendi kendilerini sokan akrepler bunlar.

 

Müslümanın en sinsi düşmanı “Müslümansı.”

Müslüman sofrasında salyangoz salatası.

Müslüman müslümanın arasında yabancı,

Müslüman müslümanın bahçesinde talancı.

İslâm’la müslümanın arasında gayyalar,

Müslüman müslümanı vurmaya fırsat kollar! (…yıkmaya…)

Günahsız ellerinde Pandoranın Kutusu,

İslâm mücahidleri(!) hangi yolun yolcusu?

 

Nefis denilen âfet Şeytan’la alay eder,(…yarış…)

Onun oyunlarına gelmemek büyük hüner!(…ister!)

Şeytan güçlü değildir,güçsüz olan bizleriz,

Bizi güçsüz gösteren alçak nefislerimiz…

 

Hayatın kaynağına,ta kaynağına kadar

Giden yolda yürümek kolay değil o kadar,

O yolda uçurum var,yokuş,bora,tipi var…

 

Pulsar gibi bir yürek,sağlam basan adımlar,

Canan’dan başkasını görmeyen gül bakışlar,

Düşünmesini bilen aydınlanmış beyinler,

Gözlerini budakdan sakınmayan yiğitler

O yolu aşabilir,önünde sonsuzluklar

Açılır,şafaklara dönüşür karanlıklar…(…gülşenlere…zakkumluklar)

Müslüman olduğunu sanan “Müslümansılar”,

İnsan olduklarından habersiz insansılar!

Yüzeysellik,aymazlık,riyakarlık diz boyu,

Ne uzar,ne kısalır Müslümanların boyu!

Suçu başkalarında ne arasın Müslüman!

Musibetler,fitneler senin aymazlığından…

Önce kendi kendinin mübelliği ol mü’min,

Davana ancak böyle inandırabilirsin…

Kendi yağınla kavrul,kimseye gebe kalma,

Üç kuruşluk dünyalık çıkar için alçalma!

“Dava”sıyla barışık olmayan davacılar!

Zalime arka çıkan ılımlı(!)Müslümanlar!

Aklar,karalar gelin,davalar davası bu,

Size öz yüzünüzü gösterecek ayna bu!

 

Gölgelerin peşinden koşup duruyorsunuz,(…koşuşturuyorsunuz,)

Hakikat karşısında robotlaşıyorsunuz! (…taş/buz kesiliyorsunuz!)

Kalabalıklar durun,aldatılıyorsunuz,

Az öteniz uçurum,sizse koşuyorsunuz…

İnsanoğlu bir mantık anomisi içinde,

Bir elinde yarasa,güvercin ötekinde.

Kasıp kavurur oldu sloganlar ortalığı,

İnansın kararıyor anbean ufukları…

 

İnsan dehşet verici bir “unutuş” içinde,

O Gün Rabb’e sunacak ne kaldı ellerinde?

Ne birbirine kalmış saygısı,ne kendine,

İnsan Tek İlâh’ın mı,putların mı peşinde?

Paradoks mabedinde putlar ahkam kesiyor,

Putperestler alnını secdeden kaldırmıyor!

 

Kardeşinin derdiyle dertlenmekten bihaber,

Villasıyla,yatıyla,katıyla,otosuyla,

Parasıyla,puluyla,hanıyla,hamamıyla

Övünenler,üstelik Müslüman geçinenler!

-Cüzdanı kabardıkça ruh sağlığı bozulan

Ümitsiz bir hastadan farklı mı bugün İnsan?-

 

Bir yanda yağ tulumu ense-göbek azmancık,

Öte yanda bir deri,bir kemik kadavracık.-

Başkasının derdiyle dertlenmek ne demekmiş…

İnsanı oturduğu konutlar,koltuklarla,

Giydiği elbiseler,unvanlar,nişanlarla,

Saraylarla,tahtlarla,taçlarla,uçaklarla

Değerlendirenlerin miyarı ne ola ki?

“Hikmet”ten ve “takva”dan var mıdır haberleri?

Değirmenin çarkları dönmez taşıma suyla,

ALLAH’a ulaşılmaz hanlarla,hamamlarla!

Beşer’i tutsak almış evrensel enaniyet,

Özgürlüğe çağrıyor ölümsüz medeniyet.

Ne olursanız olun,kim olursanız olun,

Hiçsiniz değerini bilmezseniz kulluğun.

“ALLAH!tan daha geniş görüşlü” olanlar var!

Bakmasını ne zaman öğrenecek şu “kullar”?

Yönünü bulamayan ayaklar,eller,gözler,

Ömürleri boyunca havanda su dövenler…

 

Uygarlık ha uygarlık,bu nasıl uygarlıksa,

Sütunlar yükseliyor sırtlara basa,basa.

Kendini bir şey sanan ilk önce karşısında

Yüce ALLAH’ı bulur Kibriya makamında.

 

İnsanlar arasında ismi en üstte olan

ALLAH’ın sicilinde en altta olabilir.

İnsanlar arasında ismi en altta olan

ALLAH’ın sicilinde en üstte olabilir.

Defter’de en başlara nasıl yazdırabilir

İnsan ismini hele düşünün bakalım bir!

ALLAH Katı’nda değer kazandırmazsa eğer,

İnsanın yaptıkları hangi işle eşdeğer?

İyiliğin reklamı yapılıyorsa eğer,

ALLAH Katı’nda nedir ona biçilen değer?

 

Yeryüzünde milyonlar içecek bir yudum su

Bulamazken karnımı doyuramam doğrusu!

Hazlar,zevkler peşinde(n) koşmaya utanırım.

İnim,inim inlerken zalimlerin zulmüyle

-Helâller haram olur onları düşününce,

Şerbetler ağılaşır tek elle içilince…-

Mazlumlar,mustazaflar,olanca benliğimle,

Her zaman mutsuzların yanında yer alırım.

 

Muradım tek muradım Gökler’den ilham almak,

Evrensel Hakikat’i yüzyıllara haykırmak.

 

“Utanmak imandandır!”buyurmuş Efendimiz,

Utanmamaktan aldı bu rengi yüzlerimiz! (…şekli…)

Eğer böyle mümkünse kurtuluşu İnsan’ın,

Ateş’e tek başıma atılmaya razıyım!(…hazırım!)

Kimsece beğenilmek endişemiz yok bizim,

Her yaptığımız yalnız ALLAH,Peygamber için.

Biz üvey evladıyız şuursuz yığınların,

Biz umut ışığıyız aydınlık zamanların.

Biz en büyük nimetle nimetlendirilmişiz,

Çok şükür Rabbimize “kulluk” bilincindeyiz…

 

Hiçbir şey umurumda değil yemin ederim,

Yeter ki Huzur’una mü’min çıkayım Rabbim!(n!)

Çil,çil altınlar,tahtlar,taçlar sizlerin olsun,

Rahman’dan her dem razı selim kalb bizim olsun…

Vallahi düşünmeden kalemimi kırarım,

Bütün yazdıklarımı bir Nazar’a yakarım…

İnsanlık çılgın,sarhoş bir tünelden geçiyor,

Çıkışta IŞIK ona kucak açmış bekliyor.

Bir sefer görünüyor,eskiyi ve yeniyi

Ayağa kaldıracak Sultan’ın hadimleri…. (Elçi’nin elçileri/çerileri…)

(Kaldır ey mazlum artık,kaldır soylu başını,

Bu alçaklar bilesin kaldırmazlar nâşını.)

 

Gözleri kan bürülü insanlık katilleri (Gözünü kan bürümüş…)

Yok mu sanıyorsunuz ALLAH’ın adaleti?

O büyük mazlumların “ahlar”ı yükseldikçe,

Yaklaşıyor zalimler mukadder akıbete…

Duy,gör artık ey mazlum kimlerin kurbanısın, (…hedefisin,)

Bu zillet son bulmalı,tavrını almalısın.(…bilmelisin.)

Sünnetullah değişmez zalimin sonu hüsran,

Yeter ki kardeşim sen,Müslüman ol Müslüman!

 

Kutlu Mesaj sarıyor cihanı dalga,dalga,

Muştu,muştular olsun nasipsiz insanlığa…

Koş bu Çağrı’ya İnsan,bu evrensel çığlığa,

Eğer niyetin varsa mutlu,özgür olmaya…

Yürü evrene doğru duy O’nun Çağrısı’nı,

Sonsuzu an,an solu dindir gönül sancını.

Gel yüz çevir kesretten,yürü Benzersiz Bir’e,

Kurtul kutsuz yokluktan,kavuş sonsuz servete.(…nimete.)

Nurdan bir kasede sun kalbini insanlığa,

İçinde yaktığın şavk çerağ olsun Çağlar’a…

Kristalden irin değil,tastan yayık ayran iç,(…ateş…)

O’nun önünde eğil,O’nun şerefine iç…

Yık gönül kâbendeki putları birer,birer

Tavaf etsin orayı saf,saf inen melekler…

Savaşının ne kadar büyük olduğunu bil,(Değerinin…)

Çağ’ın isli yüzünü nurlu ellerinle sil!

Gizlendiğin yerden çık,göster gerçek yüzünü,

Alçaklık asıl nedir,inkâr etmen özünü.

Yüzyıl İnsan’a düşman,İnsan düşman Yüzyıl’a,

Son yumruğunu vurmak üzere Hak,Bâtıl’a…

 

-Kökten habersiz meyve bugünkü medeniyet,

Ona adını veren o Kent’ken,o kutlu Kent.(12)

Biz boynu bükük,mahzun,acılı muhacirler

Ensar’ın kollarına atılan kelebekler.

 

Bekke denince sığmaz olur içim içime,

Bir nur çığı halinde üzerimde Medine.

Gözler ağlamasını Beytullah’ta öğrenir,

Ravza’da yürek zarı yırtılır,yağı erir…

Bel büktüm sürdüm yüzüm Mabedler Mabedi’n(d)e,

Bir öldüm,bin dirildim Mizan’ı düşündükçe.

Safa,Merve arası yalın ayak koşturmak,

Annelik şefkatiyle çocuğa su aramak.

Susayan insanlığı kaynağa ulaştırmak.

 

Bir kutlu şavk taşıyor Mabedler Mabedi’nden,

Gayzerler fışkırıyor girdiği her gönülden…

Gözyaşı ırmakları Arafat Ovası’nda

Akıyor çağıl,çağıl,vuslat okyanusunda

Olağanüstü medler patlıyor kıyılarda… (…zorluyor kıyıları…)

Nereye baksak o yüz,nerede olsak o ses,

Arafat yaklaşıyor Mahşer’e nefes,nefes…

Arafat masivanın sona erdiği sınır,

Mavera iklimine anlam katan büyük sır…

Rahmet Dağı’na rahmet yağıyor aralıksız,

Dualar burada hiç kalır mı karşılıksız…

Burada tek statü var kulluk,sadece kulluk.

Kulluğun tek hedefi aşk,özgürlük,mutluluk…

İsimler mühim değil artık herkes Muhammed.

Muhammed demek barış,kardeşlik,sevgi,emek…

Müzdelife’den akan gümrah nehir Mina’ya,

Şeytan’ın gözlerinin akını oya,oya,

Tanık olan evrenler bu aşka,bu coşkuya…(…Cuşa gelen felekler…coşkuyla..)

Büyük maraton sonu varılan şeytan ini,

Darmadağın edilen,evi,barkı düzeni…

 

Kâbe’ye hüzün veren aykırı Müslümanlar (….yakışmayan…)

Müslümanı yolundan kaydıran müslümanlar(!).

Kâbe’ye yakın olmak,uzak olmak ne demek,

Can aşkla yanmıyorsa,tavaflara ne gerek!

Kâbe’nin çevresinde dönenler mi Müslüman,

Kâbe’nin çevresinde döndüğü mü “Müslüman”?

Karataş’tan yansıyan yansıyan,püsküren ışıltılar,

Yürekleri dağlayan hıçkırıklar,çığlıklar…

 

Bekke’nin safasını sürenler sürsün canım,

Bekke’nin cefasının tadına varanların

Keyfine diyecek yok,anlayanlar anlasın!

Gelin Mekke’ye gelin,Mekke’de “Mekki” olun

Açılsın önünüzde yolları sonsuzluğun…

 

İçinde olmak değil,Kâbe’ye yakın olmak,

Nerede olursan ol,onu içinde duymak.

Hacc’ı bilmek,anlamak herkesin harcı değil,

Aşk’ın doruklarında tutunmak oyun değil!

Vahdet’in potasında karışıyor,eriyor,

Ak,kara,sarı renkler,yürekler kaynaşıyor…

Paylaşmayı buradan her yana taşısalar,

Müslümanlar “müslüman” olarak hep kalsalar…

 

Müminlerin bağrından sonsuz güneş doğuyor,

Müminler zamanları ayağa kaldırıyor,

Uyuşmuş benlikleri kendine getiriyor,(…silkeliyor,sarsıyor…)

Kuru dallar onların eliyle yeşeriyor…

İnsan’ın ufukları ışıyor,yükseliyor,

Ufuklar ötesine kapılar açılıyor…

Onlar,onlar dünyanın yüzünü güldürecek,

Onlar aşkı,barışı,huzuru getirecek…

 

Hilâl’in izdüşümü dingin sular üstünde,

Kır kabuğunu yürü yeter gizlenmek “öz”de!

Kabuğu del “öz”e in,merkepten in ata bin,

Hava,ışık,ses gibi toprağa,çiçeğe sin…(…buluta…)

Saf’a bir kişi daha gelsin diye kahrolma,(…gelmiyorsa…)

Keyfiyet kemiyetten önemlidir unutma!

 

İnandığın değerler bir numaradır senin,

Silkelen,kendine gel, en üstün sensin mü’min.

Hilâl’in çevresinde bir hale var kül rengi,

Bir (y)el dağıtıverse bu kasvetli çelengi….

Nur Dağı’ndan fışkıran Nur’dan gayrı ne ola,

Evren halâ ürperir “İkra!”nın yankısıyla…

(Vahyin soluklarıyla için,için ürperen

Hirâ’nın kimler anlar anlaşılmaz “hal”inden?)

 

Bir Işık görünüyor aydan,güneşten parlak,

Yakında hevenk,hevenk gönüllere akacak…

Alevler uğultular,haykırışlar içinde

Tek bir Ses,tek bir Bakış gitgide yükselmekte…(…Soluk…)

Küllerin,alevlerin ortasında serpilen

Bir çiçek,bir çiçek ki özü nebülözlerden.

İnsanoğlu bilerek,bilmeyerek koşuyor,

Göklerden gelen Ses’i duyar gibi oluyor…

-Kimseler sesimize kulak vermiyor,neden?

İçimize düşen bir ateş var feleklerden.

Biz size sonsuzluğa,ölümsüzlüğe çıkan

Yolu gösteriyoruz,sizin tercihiniz kan!-

 

Medeniyet pistinde son tura girdi İslâm,(İnsanlık parkurunda…)

Nice bin çağ peşinde kimler soluksuz kalan.

Şanlı İslâm’ın ruhu yeniden şahlanacak,(…şahlanıyor,)

Yine zaferler üstü zaferlere koşacak…(…koşuyor…)

“Kısır döngü”de ısrar maskaralık,yobazlık,

İslâm’da her soruna çözüm var ey İnsanlık!

 

Beşeri oluşumlar İnsan’ı kandırıyor,

Nefsini azdırıyor,ruhunu çürütüyor…

Dehşetle ürpertiyor,ruhumu kavuruyor,

İnançsızlık sendromu ruhları karartıyor…

 

O Yıldız sönmüş değil,değişti yörüngesi,

Her gözün harcı değil onu görüp,bilmesi…

 

Velhasıl…İslâm sosyal adalet,samimiyet,

Huzur,dirlik-düzenlik,mutluluk,insaniyet,

Barış,eşitlik,güven,kardeşlik,medeniyet,

Dünyada,ahirette onur,özgürlük,izzet…

Ruhumuzun yüz yıllık yarasını onduran (…onulmaz…)

Evrensel bağışıklık çağlardan taşan destan…

 

Küre’nin yörüngesi değişti,değişecek,

Sevgi kini,vahşeti devirdi,devirecek. (…İnanç…altetti,altedecek…)

Yakın bir gelecekte ufuk şekilleniyor,

Yumaklar çile,çile sarılıp toplanıyor.(Çileler yumak,yumak…)

 

Bu sancılar büyük bir doğum(ş)un habercisi,

Sedef içinde gizli yüzyılların incisi…

Yakındır,uzak değil şafaklar ağaracak,

Geleceği Barış’ın nuru aydınlatacak.

İnsan devrimler üstü devrimle tanışacak,

Putlar,tabular bir,bir çöplüğe atılacak,

Zakkumlar,güller daha rahat soluk alacak...

(Dur ortasında ruhsuz kalabalığın haykır;

“Hazır olun,devrimler üstü devrim yakındır!”)

 

Geleceğe İslâm’dan başka kalacak şey yok,

Geçmişten gelen ondan daha soylu bir şey yok…

Bir buçuk milyar değil,bir buçuk milyon olsa

Acunda Müslümanlar,ama”Müslüman” olsa,

Acun bir başka acun olur ahir ömründe,

Güller,zambaklar açar çoraklaşmış gönlünde.

(Artık milyarı aşan cihanşumul kemiyet,

Kabuğunu kesiksiz tıkırdatan keyfiyet.)

-Dilim şahidim olsun eğer yalanım varsa!-

Unuttuğu tebessüm gülşenleşir yüzünde, (…goncalaşır…)

Mutluluğun coşkusu ışıldar gözlerinde…

Arz solgun bir karanfil evren bahçelerinde,

Ancak canlanabilir Ak Gül’ün sinesinde…

 

Evrende değil mi ki İslâm var,Müslüman var,

Yepyeni bir dünyanın kurulma şansı da var…

 

Bir Mutluluk Çağı da bugün yaşanamaz mı,

İnsanoğlu bir daha huzuru tadamaz mı, (…bulamaz mı?)

Barışı,adaleti yeniden kuramaz mı?

Temelleri atıldı Son Evrensel Site’nin,

Bir avuç harç atanın elleri dert görmesin.(…nesli elem…)

Temel harcı gözyaşı ile karılan yapı

Yangından,kasırgadan,Kıyamet’ten korkar mı?

 

Eşiği sonsuzluğun ötesindeki kapı,

Sonsuzluktan öteye çıkmaz mı,açılmaz mı?

O eşiği aşanlar yanmaz mı,çıldırmaz mı…?

Yananlar,çıldıranlar yakmaz mı,çıldırtmaz mı?

Yanmadan,çıldırmadan bir “yer” e varılır mı?

 

Gönüller Sevgili’nin yoluna serilmeden,

Zakkum bahçelerinden kor güller derilmeden,

Bir adım atılır mı,bir soluk alınır mı,,

Ufuklar ağarır mı,perdeler açılır mı…?

 

En güzel yüzü gördüm,en yüksek ufuklarda…

İnsanın yüreğine,iliğine işleyen

Hüzünlü bir tebessüm kavruk dudaklarında…

-İlâhi ölçülere en uygun benliğiyle, (kimliğiyle)

O ki,en güzel örnek,her tavrı,her haliyle

Seçkin,gerçek bir “insan” olmak isteyenlere.-

Çağlar,frekanslar üstü evrensel çığlığında

Her adım atışında,her soluk alışında…

 

-İnsanlık haklarıymış,şuymuş,buymuş boş hepsi,

Ey İnsanlık sen dinle o Evrensel Hutbe’yi.-

Sizin “insan hakları” anlayışınız bu mu,

Hümanist dangalaklar,sizde hiç insaf yok mu? (…iz’an..)

O kadar hümanistiz,o kadar ki çağdaşlar,

İçimizde Müslüman(!) hahamlar,papazlar var!

Hümanizmin o asi,o şımarık çocuğu,

Emperyalizm Çağlar’ın başına belâ oldu!

 

İnsanlığın yüz akı,ALLAH’ın sevgilisi,

Adaletin,inancın,özgürlüğün simgesi,

Son Evrensel Mesaj’ın ölümsüz habercisi,

Dünyanın,ahiretin,canların efendisi, (…güllerin…)

Ezilmişin sinesi,gözdelerin gözdesi,

Hz.Muhammed ki,çağlarüstü benliktir,

Zamanların değişmez tek şaşmaz rehberidir.(…önderidir.)

İnsanlık O’na muhtaç geçmişte,gelecekte,

Kimse boy ölçüşemez O’nunla fazilette.

 

Bir hayat ki,her “an”ı dolu mucizelerle,(…harikalarla,)

Bir ömür ki,her “an”ı hamleler üstü hamle…(…yüklü atılımlarla…)

Dünyada,ahirette şan,şeref arayanlar,

Muhammed Mustafa’nın yoluna baş koysunlar…

 

Sonsuz goncalar açan zakkumlardan,güllerden

Dermek için uzattım günahkâr ellerimi

Galaksiler fışkıran nergis bakışlarında

Okudum benliğimin bin yıllık özlemini,

Kozmik yakamozların kaynaştığı alnında

İnsanlığı her yandan kuşatan şefkatini,

Tazeledim solmaya yüz tutmuş ümidimi,

Feleklerin yönünü,bahtını değiştiren

Ufuksuz ummanları çıldırtan,alt-üst eden,

Sevincimi,coşkumu,ölmezleşen sevgimi…

(Coşkumu sevincimi insanla paylaşırım,

Tasamı,elemimi Yaradan’a açarım.)

 

Derdiğim zakkumlardan,güllerden,nergislerden

Sunduğumu görenler Batı ufuklarında (…doruklarında)

Başlayan yangınların fark etti sebebini…(…kavradı gizemini.)

Gördüm,gördüm çok şükür iç ve dış yüzeylerde(…evren yüzeylerinde)

Barış’ın ulaşılmaz benzersiz görkemini.

 

Güller Efendisi’nin gül serili yolunda,

Onun galaksileri yakan bakışlarında

Sonsuz güzelliklere,sonsuz mutluluklara

İnsan sağlam bir adım daha atsın diyedir,

Daha aydınlık,mutlu,özgür,huzurlu,adil

-İçimizde közlenen ateşi tutuşturmak,

Sönmek üzere olan ışığı canlandırmak…-

Yepyeni bir dünyanın eşiğindeyiz Çağlar,

Müminin soluğuyla ürperiyor ufuklar…

Daha güzel günleri hazırlamak içindir ( elde etmek/inşa etmek…)

Çekilen bunca acı,bunca çile nicedir,

Gerekirse yiğitçe can(lar) verilesidir…

Bileniyor secdeler çilenin çarklarında,

Birkaç damla yaş yeter kalkmak için kıyama…(…medlerle kıyılarda…)

 

Müslümanlık zor meslek,çelik bilek,pek yürek,

Canını yumruğunla sevda örsünde dövmek…(…sabır…)

Evrenin çivisini işten değil oynatmak,

Sineleri inancın mayasıyla yoğursak.

 

İnanmak,ama nasıl,nasıl inanacağız,

İslâm deyince neyi,nasıl anlayacağız.

En çok bildiğimizi sandığımız şey nedir,

En az bildiğimiz şey,yani İslâmiyettir.

 

Bir yanda Müslümanlık,bir yanda Müslümanlar,

Aralarında dağlar,yankısız kanyonlar var…

 

İslâm denince akla “Müslüman” gelmiyorsa,

Müslüman “Müslümanlık” nicedir bilmiyorsa,

Ne o Müslümanlığa,ne Müslümanlık ona

Lâyık olmayacaktır ne burada,ne orda.

Müslüman olunmakla,kalınmak arasında

Müslümanlar Şeytan’ın kolları arasında!

Müslümanlıktan başka her şeyi biliyoruz,

Ama Müslümanlığı kimseye brakmıyoruz.

Yol gösterenler idik,yol gösterilir olduk,

Kendi silâhımızla sırtımızdan vurulduk.

Müslümanlar(!) İslâm’a çok zarar veriyorlar,

Çılgınlıktan da öte intihar ediyorlar.

Asıl zararı onlar görüyor,bilmiyorlar!(…görmüyorlar!)

 

Başka çıkış yolu yok ey İnsanoğlu,inan!

Barış’a dön,Barış ol,ışısın dünyan,ukban.

Sakın eyyamcılara,yalancılara kanma,(…eyyamcıların yalanlarına…)

Uçurumlara çıkan yollarda yolcu olma! (…heder..)

 

Barış’tan kimler korkar,kimler nefret ederler

İçinden pazarlıklı hırsızlar,zevkperestler,

Adaletten,sevgiden,ümitten tedirginler,

Konformistler,dalaştan ümidini kesenler…

İşleri,güçleri kin,nefret,benlik,fesatlık,

Kaf Dağı’nın ardında inliyor Müslümanlık!

 

Boşuna uğraşmayın,bulamazsınız asla

Ey Yüzyıllar kurtuluş yolu İslâm’dan başka.

 

Ruhumu saran hüzün,ızdırabı doğurdu, (…acıyı tetikledi…)

Dilim anlatamamak,gönlüm anlaşılmamak

Kaygısıyla yoruldu,utancıyla kavruldu.(…burkuldu…)

 

Rabbim!Ne kadar güçmüş dünyada konaklamak!

İnanmadan,sevmeden,düşünmeden,bilmeden,

Sevilmeden,görmeden,olmadan,öğrenmeden

-Umutsuz yaşadıkça,yaşıyorum sandıkça,

Güllerle,dikenlerle barışık olmadıkça…-

Alev çemberlerinden güle,güle geçmeden

Öteler ötesinin özlemini çekmeden

Daha çok çekeceğe benzer İnsan kendinden…

 

Yeter konuştuklarım,yazdıklarım ey Çağlar,

Yazma orucu için niyet ettim ey canlar,(Susma…)

Sözün onuru için onursuz lafazanlar…

Dost acı söyler canlar,ne olur gücenmeyin…

Kimlik erozyonuna uğramış bir toplumuz,

ALLAH selâmet versin eğri büğrü yolumuz…

Bireysel ve toplumsal bir travma yaşıyoruz,

Bize şifa verecek Hekim’i görmüyoruz…

Senlik,benlik davası ayrımcılık getirir,

“Biz”lik birliktir,güçtür,dostluktur,kardeşliktir.

 

Adam gibi ödünsüz hayatın her anında

-Darlık zamanlarında,gürlük zamanlarında.-

Gerçek Müslümanlığı yaşamayı deneyin!

Yoksa ne bu dünyada,ne öteki dünyada

Onur,özgürlük,huzur,mutluluk beklemeyin…!

 

Selâm dostluğa,selâm sevgiye,kardeşliğe,

Selâm yurtseverliğe,inanca,özgürlüğe,

Selâm aydınlıklara,selâm karanlıklara

Hoşgörüye,barışa,geçmişe,geleceğe…

 

Selâm İnsanoğlu’nun mutlu yarınlarına

Selâm barış,kardeşlik,umut,inanç çağına,

Son Mutluluk Çağı’nın sonsuz dolunayına…

__________________________________________________________ 

(1-4):M.İslâmoğlu’nun yorumlarından.

(2):Alev Alatlı’nın sözü.(04.07.2007-Zaman)

(3):Müzemmil(73);Âyet:1

(5):Tanrı Ve Yeni Fizik(Paul Davies-Çev:Murat Temelli)’den

(6):Papa (Vatikan)

(7):İslâm kelimesinin kökü,silm(barış,selâm,esenlik)ten gelmektedir.

(8):Yâsin(36);Ayet:22-32

(9):M.İslâmoğlu(Efendim)’den.

(10):Tolstoy’un sözlerinden.

(11): Enâm(6),Âyet:40-41 v.b.

(12):Medine

 

21 C.Âhir 1431(04 Haziran 2010)

11 Şaban 1431 (23 Temmuz 2010)

Çeşme

(1431+99+63+36+27+18+9=1683)

 

 

İSLÂM VE MÜSLÜMAN’A EK

 

Kulluktan başka unvan arayana şaşarım!

Tutunacak dalı yok kula kul olanların…(Yatacak yerleri…)

 

Herkesin bir dini var,Müslümanlık nerede?

Mahzun,mazlum,adanmış yüreklerde herhalde.(…belki de!)

 

“Kendimiz olduğumuz günler” nerede kaldı,

Bir zamanlar “Müslüman” diye bir toplum vardı!

 

Onursuzlar Çağı’nın sonu mu geliyor ne,

Onurlular Çağı’nın sed çeken kim önüne?

 

Doğru bakamayanlar,doğru göremiyorlar,

Yığınlar gölgelerin peşinden koşuyorlar…

 

Müslümanlık olmayan yerde hiçbir şey yoktur.

Müslümanlık onurdur,adalet,mutluluktur…

 

ALLAH ordularının korkak bir neferiyim,

Peygamber okulunun tembel öğrencisiyim…

 

Küçük,önemsiz olan bir şey yoktur evrende,

Büyük olan ALLAH’ın büyüktür her işi de.

 

Eylemsiz iman olmaz,imansız eylem değmez,

Değirmenin çarkları taşıma suyla dönmez.

 

Müslümanlıklarından utanan Müslümanlar(!)

Asıl büyük utancı Ora’da tadacaklar.

 

Ne kimseye benzeriz,ne benzer kimse bize,

Bir buğulu göz görsek işler iliğimize.

 

Kim olduğunu kimse bilemez O’ndan başka.

Kimlik,benlik mi kalır gönül düşünce aşka…

 

ALLAH’tan,Peygamber’den başkasına bağlanmak

Bir yarın kenarına tek parmakla tutunmak…

 

Sevmeden inanılmaz,inanmadan sevilmez,

Sonsuzluk kapısından çıldırmadan geçilmez.

 

Hiçbir şey yok and olsun içimde Aşk’tan başka,

Hiçbir şey yok gözümde and olsun O’ndan başka…

 

Uzundur çilelidir ALLAH’ın yolu ama,

Zafer çilekeşlerin olacaktır sonunda.

 

ALLAH’tan,Peygamber’den uzak ömür nafile,

İnsanlar harcıyorlar zamanı file,file…(…satıyorlar…)

 

Masivada “yaşıyor” sananlar kendisini,

Maveradan haberdar olsaydı delirirdi.

 

Ne ifade eder ki apoletler,koltuklar,

Hayra yönelmiyorsa başlar,gözler,ayaklar…

 

Çirkinlikleri güzel gösterme gayretleri,(…hileleri,)

Büyük başarıların küçük yetenekleri!

 

Başkasının aklıyla düşünen Müslümanlar(!),

Ne Müslüman,ne insan,ne de gerçek kuldurlar.

 

Kitab’ın kapağını açmadan tartışanlar,

Müslümanlık hakkında ahkâm kesen nadanlar!

 

Yeryüzündeki bütün olumsuz oluşların,

Tek sebebi uymamak yasalarına Rabb’ın. (İlk….buyruklarına…)

 

Eşyalaşan insanlar,insanlaşan eşyalar

Arasında oynaşan ak sakallı çocuklar!

 

Başka kişiliklere entegre kişilikler (…bağımlı…)

Ödünç alınan canlar,eller,gözler,beyinler…

Arap saçına dönen öneriler,projeler,

Tuttuğunu koparan taş kafalı dâhiler!

 

Hiçbir kişisel çıkar peşinde değiliz biz,

En Yüce İdeal’in silik bir neferiyiz.

 

Kendilerini ALLAH,Resûl önüne koyan,

Dramatik egoların icazeti Şeytan’dan!

 

Yalanlar üzerine kurulmuş dünyaları,(…yükselmiş sütunları,)

Zengin senaryoların,ucuz oyuncuları!

 

O kadar boş,anlamsız,yavan ki hayatınız,

Yine de eksik değil tafranız,fiyakanız!

 

Yıkılmalı tabular,sanemler kırılmalı,

Çağlar üstü gözlerle bakmalı,yaşamalı…

 

İhtiyaçlar sınırlı,ihtiraslar sınırsız,

Nimetler sonsuz,ancak insan doyumsuz,arsız.

 

İsrafçı azınlık mı,tutumlu çoğunluk mu,

Sınırsız ihtiras mı,dengeli orta yol mu

Toplumları ayakta tutan aşk mı,korku mu?(…söz mü,gurur mu?)

 

Bu nasıl inanmaktır ALLAH’a,Peygamber’e?

Riyakarlık sendromu işlemiş iliklere,

Düşünceler,duygular uymuyor birbirine…(…tutmuyor birbirini…)

(giriyor)

Gırtlaklarına kadar çirkefe gömülmüşler,

Yine de hallerinden şikayetçi değiller!

 

Yığınlar cüceleri daha çok seviyorlar,(…taparca…)

Onlarda ruhlarını daha net görüyorlar…!

 

Evrenle bütünleşmek isteyen namaz kılsın,

Has insanın evrensel olduğunu anlasın…

 

Katil eli sıkanın kan bulaşır eline,

Yarasalar,akrepler üşüşür benliğine…(…yüreğine…)

Eli kanlı olanın kanlanır lokması da,

Onulmaz hale gelir derince yarası da…

 

Bir şehrayindir evren,ilâhi bir şehrayin,

Duyduğu büyük aşkın coşkusu Sevgili’nin…

 

En büyük zafer kimin?Benliğini yenenin.

En büyük kahraman kim?Efendisi nefsinin…

 

Asıl gerici kimler?Eskiyi hortlatanlar!

Kendilerini “çağdaş yeniçeri” sayanlar!(…sananlar!)

 

Nefisleri çıldırtan maskeli güzellikler,

Güzellikler ardına gizlenen şirretlikler!

 

Mümkün müdür onarmak kırılan yürekleri,

Yükselterek ardı ardına görkemli mabedleri?

 

Temiz kalmak isteyen yürüsün kumsallarda,

Kirlilik tehlikesi yüksektir yukarlarda…(koltuklarda/doruklarda)

 

Günahın erdemle yer değiştirdiği Belde,

ALLAH’tan uzak geçen günden ne kalır elde?

 

Kime “insanlık dersi” vermeye kalkıyorlar,

“İnsanlık”la uzaktan ilgisi olmayanlar?

 

Hayat olağan üstü dengelerin dengesi,

İlâhi tasarımın kusursuz hendesesi.

 

“Allahüekber”in tam anlamını bilmeyen,

“Büyüklük” payesiyle kendilerinden geçen,(…benliklerinden…)

Ruhlarını Şeytan’a ipotek etmişlerden

Kim ne hayır görmüş ki,biz de görelim canlar,

Dev olmak isteyenler göklere bir baksınlar!(…özentiyi braksınlar!)

 

Elimizden gelenle,gelmeyenleri bilsek,

Elimizde olanla mutlu olsak,yetinsek,

Hayatımız daha bir anlam,güç kazanmaz mı,

Etki alanlarımız genişlemiş olmaz mı?

Bilimi putlaştırmak affedilmez hamakat,

Onun görmediğine dudak bükmek,hor bakmak!(…görmediğini…)

yok saymak…

Boşuna şişinmeyin ben şuyum,buyum diye!

Müslümanlıktan başka bir yola sapmak niye?

 

İslâm’ın girmediği her yerde huzursuzluk,

Yaşandığı her yerde huzur,adalet,bolluk…

 

Ne “şucu”yum,ne “bucu”,ne sağcıyım,ne solcu,

Sonsuzluk yolcusuyum,yolum uzun,yorucu…

 

Egolarına tutsak megaloman uygarlar!

Modernizmden payını bol,bol alan barbarlar!(Uygarlıktan…)

 

Çatırdıyor “izmler”in sütunları temelden,

Yepyeni bir dünyanın eşiğinden geçerken…(…eşiğini aşarken…)

 

Gönül gözüyle baksak,görsek birbirimizi,

Bu kadar yükseltmemiz gerekmez sesimizi.

 

ALLAH’ın,Peygamber’in nazarıyla bakmazsak

Burnumuzun ucunu görebiliriz ancak!

 

Duyguda,düşüncede derinleştikçe insan,

Ayrılıklar,kavgalar kalkıverir ortadan.(…aradan.)

 

Aklın uygarlığında bir şeyler eksik/artık,

Onu giderir ancak gönüllerdeki ışık…

 

Körü körüne inanç körlerin seçimidir,

Bakmasını bilmemek asıl talihsizliktir.

 

ALLAH’ın sertçiğini beğenmeyen seçkinler(!),(…elitler,)

Kendi seçtikleriyle oyalanan bebekler,

Bir türlü olgunlaşmak istemeyen kelekler,

Kozasından çıkmaya çekinen kelebekler!

 

Çirkinlikleri güzel gösterme gayretinde(…niyetinde)

Düz kafalı eblehler dâhilik hevesinde!(…bodurlar…devlik

gösterisinde…)

 

İki parmağımızın arasındaki kalem,

Tağut saraylarını sarsar temellerinden…(…sütunlarını…)

 

Bağnaz ilericiler,ilerici bağnazlar,

“İnsanlık yarışı”nda hep geride kalanlar.

“İrtica”yla yatanlar,”mürteci”yle kalkanlar,

Sanal güçlere karşı çetin savaş açanlar…!

 

Yeryüzünde sayısız aç,çıplak,mazlum varken

Vicdanım(n) elverir mi ak sinede esrimem!(n!)(Vicdan…esrimeme?)

 

Evrenin çivisini oynatabiliriz biz,

Evvel ALLAH lazerden keskindir kalemimiz…

 

“Bir kişi için herkes,herkes bir kişi için!”

Mayalar kadar bile olamıyoruz,niçin?

 

Kimiler,kimilere aşırı değer verir, (…önem…)

Değer verilen değer verenden önde midir?

 

Davulu biz çalarız,parsayı onlar toplar,(…eller…)

Bu kafayla giderse çok çeker Müslümanlar…

 

Değerlidir and olsun bir gülümseyiş içten,

Gösteriş için inşa edilen bin mabetten…

 

Yaşama zevki değil yaşama sebebimiz,

Yaşatma mutluluğu için ölebiliriz.

 

Kuşatılmış içimiz,dışımız çirkeflerle,

Bu çemberler kırılır kardeşçe birleşmekle.

 

Fildişi kulelerin çürüyor temelleri,

Ne kadar y(g)erinseler yeridir sakinleri!

 

Modernizmin gözdesi pozitivist pragmatizm,

Yoldaşı patavatsız,şımarık post-modernizm!

 

İnsan önemli varlık,büyük işler yapmalı,

Ömür denen cevheri bilinçli kullanmalı.(…ölçülü…)

Dokuz değil,on dokuz köyden kovsalar bile

Gerçeği haykırmazsa ateş dokunur dile.

 

Ne yapsanız çöküşü engelleyemezsiniz,

Sonunuz yaklaşıyor,ah bir görebilseniz!(…görebilsydiniz!)

 

Bir şey istemiyoruz bir şey dünyalılardan,

Yeter ki vaz geçsinler bencillikten,dalaştan…

 

Bilgili ahlaksızlar,bilgisiz ahlâklılar (…erdemliler )

Arasından sıyrılan bilgili ahlâklılar. (erdemli bilgililer…)

 

Zenginlik ve soyluluk inançla taçlanmazsa,

Dünyada,ahirette getirir utanç,tasa…

 

İnsanlık aydınlıktan o kadar korkuyor ki,

Karanlıklarda bile yumuyor gözlerini!

 

Anlatmalıyız önce kendimize İslâm’ı.

Doğsun başkalarını ikna etme imkânı.

 

İnsan insanlaştıkça,hatası azaldıkça

Allah’a daha yakın,daha yakın İslâm’a.

 

Her şeyi doğru ölçmek için tek miyar İslâm.

Onun dışında kalan her şey boş,yanlış,yalan.

 

Her şeye sahip olmak istiyorsanız eğer,

Yalnız O’nu isteyin,ama gönülden yeter!

 

Zindanlara atılsam,hırpalansam,çürüsem,

Azalmaz mutluluğum Aşk’tan uzak değilsem.

 

Her hücrem,her atomum sonsuz kanatlı sanki,

Mutluluğun alevi kuşatmış benliğimi.

 

Ortalıkta salınan kahramanlara(!) bakın!

Arap saçına dönmüş sorunları İnsan’ın.

 

Bize kötümser diyen iyimserler nerede?

Sorunlar çözülmüyor dostlar iyimserlikle!

 

Kuştüyü döşeğinde uykusuz beyzademiz,

Eti-budu yerinde,yüreksiz ,ham,beyinsiz…

 

“Üst düzey yaşama”nın gereği buymuş demek!

Yemek,içmek,çiftleşmek,budalaca eğlenmek!

 

İnsanlığın en koyu karanlıklar içinde

Çırpındığı günleri yaşıyoruz birlikte.

 

İslâm’ın zenginliği tükenir gibi değil,

Onun nimetlerinden habersiz olan kimdir?

 

Abur-cubur şeyleri tartışan tartışana,

Ne zaman açılacak tartışma tartışmaya?

 

Nasıl bu kadar “banal” olabiliyorsunuz,

Entel olunca her şey “perfect “sanıyorsunuz!

 

Kimse zarar veremez kimseye kendi kadar,

Her insan kuyusunu kendi eliyle kazar…

 

İfrattan uzak duran,tefritten uzak kalan,(….korkan,kaçan…)

Hayatta denge kuran olgun kişi Müslüman.

 

Alırken yetinmeli ömür boyu en azla,

Verirken de vermeli elden geldikçe fazla.

 

Uzak değil yakındır mutluluklar çağdaşlar.(…İnanç Çağı…)

Yeter ki tükenmesin yüreklerde umutlar…

 

Bizde “yeni” denilen Batı’nın eskileri,

Bizde “eski” sanılan Batı’nın köleleri!(…yitikleri!)

 

“Tefekkür” boyutundan uzak dört köşe kafa,

“Çifte standart” yolunda tökezlenen taş kafa!(…man kafa/….)

 

Kulların çoğu ALLAH yokmuş gibi yaşıyor,

“İnanıyorum!”demek “kulluk” için yetmiyor!

 

Paranın şişirdiği,kabarttığı benlikler,(Altının…)

Ellerinden alınsa boş çuvala dönerler!

 

Dünya bize yabancı,biz dünyaya yabancı,

Tez kuruver,tez kaldır soframızı ey hancı!

 

Hicran ufuklarında güneş hiç kavuşmasın,

Vuslat bahçelerinde zakkumlar goncalaşsın.

 

İslâm altın gibidir,altın katışıksızdır,

Ne eklenti kaldırır,ne bir şey çıkarılır.

 

Güzel olan çirkinler,çirkin olan güzeller,

Güzel bakmaktan korkan,güzel görmeyen gözler!(…göremeyenler!)

 

Kim Çalab’dan gayrı bir dost,yoldaş arıyorsa,

Dostsuz kalmış demektir,bilmiş olsun mutlaka!(…öğrensin

bilmiyorsa!)

Nice akıllıların akılsızlıklarından,

Neler çekiyor neler çağlar boyudur İnsan….

 

Post-modern çağdaşların müzminleşen yarası,

Yürek burgaçlanması,bilinç par(ç)alanması!

 

Sonsuz’un karşısında sıfır olabilenler,

O’na yakın olmayı ümit edebilirler.

 

Güzel,yararlı,iyi şeyler düşündüğümde,

Sarılır dört bir yanım ışık güvercinlerle…(…hevenkleriyle…)

 

Kıldan ince,kılıçtan keskin hayat köprüsü,

Onu aşar inanç,aşk,bilgi,erdem dörtlüsü…(…güven…)

Kayıtsızım dünyaya,kayda değer bir şey yok!

Kaydını ahirete yaptırana korku yok…(…hüzün…)

 

Ancak kırık gönüller Çalab’ı konuk eder,

Gönül kıranlar için içten hidayet diler.

 

Her çağın değişmeyen,krizleri,problemleri,

Her çağın değişmeyen çağlar üstü önderi.

 

Hiç kimsenin hiçbir şey bildiği yok and olsun,

Susmak mutlak Bilge’ye saygı borcumuz olsun…

 

Üstün zekâlıların akıllılıklarından,

Neler çekmiş,çekiyor,neler çekecek İnsan!

 

Sonsuzluk yollarında sahralarca koşular,

Tövbe kapılarında gözyaşları,dualar…

 

Çağ içindeyiz ama,asla “çağdaş” değiliz!

Çağ dışındayız ama “çağdışı” da değiliz!

 

Olanca varlığıyla Din’e döndüğü zaman,(…Aşk’a…)

Kurtulabilir ancak yanlışlarından İnsan.

 

Dünyanın çivisini oynatan,oynatana,

Kimsenin gelmiyor mu çivi çakmak aklına!

 

İnandığım değerler için ölebilirim,

Bunun için “elest” te Yaradan’a söz verdim.

 

Her şey yerli yerinde,baş eğiş bilincinde,

Yalnız insan uymayan dengeye evrenlerde…

 

Çağdaş zalim putların kollarından kurtulmak (…tuzaklarını bozmak)

“Ümmileşmek”ten geçer,hep saf,duru kalarak.

 

Aklın da ötesinde,vahyin de ötesin de,

İman yaşanan bir “hal” var oluş ikliminde.

 

Akılcık sonsuzluğun kapısında apışır,

Gönül atı olmadan eşikler doruklaşır.(…gayyalaşır.)

Güçlüler güçlerini adil kullanmazlarsa,(1)

Ezilen yığınların sabır taşı çatlarsa

O toplumda kokuşma ve çürüme başlarsa,

Artık yok edilmeyi hak etmiştir mutlaka…

 

Karabasana dönen “yeni dünya rüyası.”

Balonun usul,usul boşaltılan havası.

 

Daracık pantolonlar,kısa kollu ti-şörtler,

Kırıtarak yürüyen çıplak tesettürlüler!

 

Umurumda değiller ünler,şanlar,unvanlar,

Umurumda olanlar mazlumlar,mustazaflar…

 

Kimseye kin gütmedik,kimseyi kıskanmadık,

Değişmez dostlarımız aşk,özgürlük,yalnızlık…

 

Ayrılık ateşini tutuşturan kimlerse

Ümmette,yer arasın kendine Cehennem’de.

 

İslâm her dem tazedir,diridir,ebedidir,

Bunu anlamayanlar zindan yüreklilerdir.

 

Müslüman,genç Müslüman aklın başına devşir,

Kendi pınarından iç,kendi bahçenden devşir…

 

İleri gelenler mi,ileri gidenler mi,

Gelenler mi öndedir,öncüdür,gidenler mi?

 

“Ben biliyorum!” demek en derin bilgisizlik,

Bilgeler Bilgesi’ne haksızlık,edebsizlik.

 

Servet de,iktidar da mülk değil emanettir,(2)

Emanet riayet etmek gerekmektedir,

Servet paylaşıldıkça büyür,bereketlenir.

 

ALLAH’ı anlamamak en büyük nasipsizlik,(…dinlememek…)

Ölümsüz Kelâm’ına uzaklık,bilinçsizlik…(Ebedi/Ezeli…)

 

Selim akıl Kur’an’dır,Kur’an selim akıldır,(3)

Akletmemek zifiri karanlığa dalmaktır.

                                                                    (4)

“Hz.Muhammed’le çağdaş olmak” ne demek?

Yaşama amacının ne olduğunu görmek,

Yüreğinden fışkıran nehrin suyundan içmek, (…pınar…)

Yansıttığı ışığın aydınlığına koşmak,

Her zamanda/mekanda tek model/örnek bilmek,

Sünnetin soluğuyla yeniden hayat bulmak,

Üzerimizde olan hakkını teslim etmek…

(Varlık sebebimizin o olduğunu bilmek.)

 

Müslümanlar nelerle uğraşıyor ALLAH’ım,

Üstesinden böyle mi gelinir sorunların?

 

Küresel ısınmayla kuraklaşıyor dünya,

İnsan kuraklaşıyor kafasıyla,ruhuyla…

 

Dünyada ölmüyorum(z),dünyaya doğmuyorum,(z,)

Ezel’den geliyorum(z),Ebed’e gidiyorum(z).

 

Her önüme gelene gülümsedim bugün ben,

Gece eksik olmadı gülşenler düşlerimden…

 

Kendi oyunlarına gelen oyun kuranlar,

Her şeyin üzerinde düzen kuran Kahhar var. (…bozan…)

 

ALLAH’tan gayrı bir şey istemek ahmaklıktır,

Nefsin tutkularına aldanmak tutsaklıktır.

 

Salak nasyonalizmle,kezzap pozitivizmin (…yalancı…)

Gayri meşru veledi musibet kapitalizm.

 

Ne Cehennem,ne Cennet,ne dünya,ne ahiret,

Ya Rab,Seni sevecek,bilecek bilinç lütfet…(Rabbim…akıl/idrak…)

 

Ölümsüz Sultan varken,ölümlüyü sevemem,

Albatros olmak varken,kuzguna özenemem…

Bozamaz dirliğini hiçbir şey içimizin,

Benzeri az bulunur ölümsüz sevgimizin…

_______________________________________________________________

(1): İsrâ(17):Âyet:16

(2): M.İslâmoğlu(Esma’ul Husna sohbetleri.)

(3): Muhasibi(İslâmın büyük alim ve ariflerinden.857-H:243’de Bağdat’ta vefat etti.

(4): M.İslâmoğlu (Vahyin Penceresinden.)

 

23 Şaban 1431 (04 Ağustos 2010)

4 Ramazan 1431 (14 Ağustos 2010)

Çeşme

36x9=324

 

ÇAĞ(LAR) VE MÜSLÜMAN

 

Dinle ey Çağ,

Dinleyin ey Çağlar,

Size bir çift sözüm var…

 

Bayrağım –dolunaylara gebe- Hilal,

Tuğum Güneş,

Silahım Gül,

Kalkanım mavi atlas…

 

Meydan okuyorum sana

Behey utanmaz,arlanmaz Çağ…

Ruhum gülşen,bağrım çavlan,

Ben müslümanım,

Müslüman….

Kutsal,yiğit savaşçısı

Allah ordularının.

Korkmuyorum zalim firavunlarından,tiranlarından,

Zulümlerinden,kalleşliklerinden,oyunlarından…

 

Bayrağım Hilal,

Tuğum Güneş,

Silahım Gül,

Kalkanım mavi atlas…

 

Ben bir barış savaşçısıyım…

Müslümanım,

Müslüman…

 

Yelken açtım lav okyanuslarında

Alev dilleriyle sarılı ufuklara…

Izdırab,çile fırtınaları,

Kin,hased dalgalarıyla boğuşa,boğuşa

Kolay değil tutturmak rotayı…

 

Fakat ne çıkar…

Bu yol benim yolum,

Seve,seve seçtiğim…

 

Zifiri karanlık olsun

İsterse yerler,gökler,

Eksik olmasın isterse

Kasırgalar,yıldırımlar,şimşekler

Batmaz bu Tekne…

 

İnanıyorum

Alev yürekli yiğit gemiciler

Tetiktedirler her an.

Görüyorum,biliyorum

Akıllıdır,deneyimlidir Kaptan.

 

Varacaktır er,geç hedefine

Yolu ne kadar uzun ve zorlu olsa da

-Allah’ın izin ve yardımlarıyla…-

Geçerek bütün kuşaklardan…

Belki bir şafak,

Belki bir gurub vakti,

Ama mutlaka…

Allah sözünden caymaz asla..:!

 

Ç Ü N K Ü

 

O bir müslümandır,

Her şey ilgilendirir onu,herkes…

Yayvan kanatlarıyla vadiye doğru süzülen kartal,

Yuvasına azık taşıyan çalışkan karınca,

Kıvrım,kıvrım sürünen yılan toprakta,

Çünkü o bir müslümandır…

 

Her şey ilgilendirir onu,herkes…

Alnını secdeye vurmuş mü’min,

Bataklıklarda çırpınan münkir,

Yuvasını bulamayan yavru güvercin

Ve onu sinsice gözleyen tekir…

Çünkü o bir müslümandır…

 

Her şey ilgilendirir onu,herkes…

Güreş tutan yiğitler,halay çeken dadaşlar,

Vals,tango,ça-ça-ça,lambada…yapanlar,

Meydanlarda,bulvarlarda kin,nefret kusanlar…

Çünkü o bir müslümandır…

 

Her şey ilgilendirir onu,,herkes…

Milyonlarca ışık yılı derinliklerde doğan bir yıldız,

Çimen yapraklarında ürperen çiy damlası,

Yanı başında kanayan bir yetim yarası,

Uğultulu kıyıda dolaşan bir yalnız…

Çünkü o bir müslümandır…

 

Her şey ilgilendirir onu,herkes…

Rahle önünde diz çökmüş sabi,

İfrit’in maskarası olmuş zani,

Yok pahasına aşkını,güzelliğini

Elden çıkaran genç kız…

Çünkü o bir müslümandır…

 

Her şey ilgilendirir onu,herkes…

Nasırlı elleriyle pulluğuna abanmış çiftçi,

Puf koltuğunda purosunu tüttüren entelimsi,

Şaşkın ördek gibi dolaşan loto milyarderi,

Terini bile koklatmaktan çekinen nekes…

Çünkü o bir müslümandır…

 

Her şey ilgilendirir onu,herkes…

Açık denizde fırtınaya tutulmuş gemi,

Kağıttan kayığını yüzdüren çocuk havuzda,

Motorları birden stop eden uçak havada,

Yıkıntılar altından yükselen inilti…

Çünkü o bir müslümandır…

 

Her şey ilgilendirir onu,herkes…

Tağut’a kıyam eden kahraman karlı dağlarda,

Bir dişiye tutsak olmuş er(!) kancıkça,

Bir erkeğe boyun eğmiş dişi onursuzca,

Derinleşen çizgiler nişansız alınlarda…

Çünkü o bir müslümandır…

Her şey ilgilendirir onu,herkes…

Su kıyısında göz yaşı döken ceylan,

Avını parçalayan sırtlan,

Haydutların saldırısına uğrayan kervan,

Duvağına kan bulaşmış gelin,

Cepheden kaçan hain…

Çünkü o bir müslümandır…

Müslümandır,

Müslüman…

 

Baştan aşağı sevgi,barış,iyilik,

Tepeden tırnağa hoşgörü,zarafet,güzellik,

Saçından topuğuna iman…

Her mekanda,her zamanda aranan

Çağlar üstü,evrensel insan…

 

O bir müslümandır,

Müslüman…

 

İ S L A M - M Ü S L Ü M A N -II

 

İslam,

Ezel pınarından çıkan,

Ebed denizine akan

Sonsuz kollu nehir

Işıktan.

 

İslam,

Tağut’un başına inen gülbenk,

Damar,damar giren korku yüreğine,

Dalga,dalga gelen uğultulu sayha

Maveradan.

İslam,

 

Gözlere,gönüllere silinmez renk veren boya,

Yürekleri gülşene çeviren ahenk,

Ruhları feleklere kanatlandıran sevda

Sazlıklardan.

 

İslam,

Feragat,merhamet,kardeşlik,

Barış,iyilik,aşk,güzellik,

Ateşini tutuşturan kav ruhlarda

Şafaklardan.

 

İslam,

Yedi iklim,yedi kuşaktan

Özsu toplayan arıların

Oğul,oğul otağ kurduğu

Kovan.

 

İslam,

Kozmik egemenliğin kayıtsız şartsız

Tek Allah’ın olduğunu bilerek

Medet ummamak hiçbir şekilde

Kullardan.

 

İslam,

Aklın ve bilimin kaypaklığına,

Karanlığın zulmüne,vahşetine

Atom,atom,hücre,hücre

Kıyam.

 

İslam,

Yıldızlardan,nebulalardan tutuşturulmuş,

Kat,kat karanlıklara dolunay olmuş,

Bir ışık ki,pencerelerde sonsuza dek

Yanan.

 

İslam,

Halklarının onurlarını,ürettiklerini,

Özgürlüklerini,erkelerini,birikimlerini

Efendilerine,nefislerine peşkeş çekenlere

Karabasan.

 

İslam,

Kasırgaların ortasına iniveren sekinet,

Eğrilikleri doğrultan çelik bilek,

Aşılayıcı rüzgar,bulut bulut rahmet

Gözyaşlarından.

 

İslam,

Dalıyla,budağıyla evrenleri saran,

Ebedi meyvelerini herkese sunan

Çağlar,mevsimler,iklimler üstü cömert bir bahçe,

Bir ulu harman.

 

İslam,

Üzerimize kubbe,kubbe,

Kanat ,kanat gerilen huşu,

Sabır ve dayanışmada bir güzel koşu

Yorulmadan.

 

İslam,

Çağların ardından sürüklediği değil,

Çağları ardından sürükleyen

Yıpranmayan,yaşlanmayan hep körpe

Cıvan.

 

İslam,

Sanatta sadelik,doğallık ve derinlik,

Bilimde aydınlık,bilgelik ve yücelik,

Hayatta evrenlere sığmayan

Can.

 

İslam,

Çağ’a,Çağlar’a inen

En mükellef,en zengin sofra

Nur dokulu bulutlar içinde

Rezzak’tan.

 

İslam,

Mekke’de sabır,ızdırab,çile,

Medine’de devlet,mutluluk,ihtişam

Akıl,inanç ve zafer

Hakk’tan

 

İslam,

Ufukları,ruhları,ormanları,dorukları,

Şadırvanları,kubbeleri,revakları

Yıldızları,yaprakları,atomları,bacaları saran

Elvan.

 

İslam,

Dorukları kadar uçurumlarıyla da

Yüreklere korku,haşyet,

Hayranlık salan sıradağlar

Kuvarstan.

 

İslam,

Ufuklarında güneş kavuşmayan,

Yarınlarından endişe duymayan

Zamanlardan/mekanlardan azade

Vatan.

 

İslam,

Evrenler içre evrenler,

Gönüller içre gönüller,

Sevgiler içre sevgiler…

O ve Kur’an.

 

Müslüman,

Hükümdarı Allah,veziri Resulallah

Ölümsüz Evrenler Egemenliğinin

Haksever,medeni,saygın yurttaşı olan

İnsan.

 

Müslüman,

Gittiği her yere barış götüren,

Bölücü değil,birleştirici olan,

Üzüntü olan yere sevinç saçan

İnsan.

 

Müslüman,

Nefret olan yere sevgiyi,

Yaralanma olan yere affediciliği,

Kuşku olan yere inancı taşıyan

İnsan.

 

 Müslüman,

Ümitsizlik olan yere ümit,

Karanlık olan yere aydınlık,

Eğrilik olan yere doğruluk aşılayan

İnsan.

 

Müslüman,

Yaratılana değil,Yaratan’a kul olan,

Benliğiyle yaptığı savaştan yengin çıkan,

Tağut’la kıyasıya restleşen kahraman

İnsan.

 

Müslüman,

Çağ’a,Çağlar’a,Çağlarüstü’nden

Her bakıştan başka bir bakışla bakan,

Her olayı “vahiy” ölçüsüyle yorumlayan

İnsan.

 

Müslüman

Niçin yaşadığını bilen,

Niçin öleceğini bilen

Ve ölmeden önce ölmeyi başaran

İnsan.

 

Müslüman,

Allah için,Peygamber için,Kur’an için,

Ve insanlığın selameti için

Her şeyini feda edebilen

İnsan.

 

Müslüman,

Kusurları araştıran,gören değil,örten

Teselli arayan değil,teselli eden,

Anlayış bekleyen değil,anlayış gösteren

İnsan.

 

Müslüman,

Yalnız sevilmeyi isteyen değil,

Ak-kara,yaş-kuru ayırt etmeden seven,

Yağmur olan,toprak olan,güneş olan

İnsan.

 

Müslüman,

Duyguda,düşüncede,davranışta

Kendini,çevresini,çağını,çağları aşan,

Doruklaşan,çavlanlaşan,volkanlaşan

İnsan.

 

Müslüman,

Eli alan değil,veren,

Hak ile doğan,Hak ile yaşayan,

Hak uğrunda,hak için ölen

İnsan.

 

Müslüman,

Korları avuçlarında pamuk gibi tutan,

Çaresizin,yoksulun,ezilmişin

Her zaman yanında olan

İnsan.

 

Müslüman,

Kutlu evrensel sesini yüzyılları

Sarsarca korkusuzca salan,

Barış için savaşa savaş açan

İnsan.

 

Müslüman,

Yarasaları,bukalemunları,baykuşları

Bir bakışıyla,bir narasıyla

Yerlerinden,yurtlarından eden

İnsan.

 

Müslüman,

Kitab ve Sünnet ölçülerine

Her ne varsa uymayan

Hiç düşünmeden elinin tersiyle iten

İnsan.

 

Müslüman,

Milyonlarca ışık yılı uzakta

Bir kardeşinin sinesine batan

Bir bakışın acısını ruhunda duyan

İnsan.

 

Müslüman,

Düşünmek kadar inanmayı,

İnanmak kadar düşünmeyi

Seven,arayan,bulan,paylaşan

İnsan.

 

Müslüman,

Evrenlerin herhangi bir noktasında

Devrilen bir ağaç,kopan bir dal için

İçi kan ağlayan

İnsan.

 

Müslüman,

Ölümsüz Nur’a çıkan dikenli yollarda

Korkusuzca kendini arayan

-Benliğine ulaşmaya çabalayan-

İnsan…

HAKİKAT

 

Aşk denilince her şeyden önce

Müslüman gelir benim aklıma.

Elbet müslüman denilince de

Sevgi gelmeli ilk anda akla.

Sevgi feragat,sevgi acıdır,

Sevgi varını,yoğunu erce

Sunabilmektir Çağ’a,Çağlar’a

Düşünmeksizin makam,şan,rütbe…

İşte bu gerçek müslümanlıktır.

 

Yüzde pek azı “müslüman” olsa

İnananların yeryüzündeki

Melekleşirler bütün insanlar.

İşte o zaman birbirleriyle

Kaynaşırlar kök kök,lif lif ruhlar,

Nasıl denizler köpük köpüğe

Karışıyorsa,kaynaşıyorsa.

Adalet,barış,kardeşlik,sevgi

Böyle egemen olur Küre’ye.

 

Brakmıyor şanı kimse,kimseye.

En bilgili,en olgun,en iyi

Müslüman benim diyen diyene!

Bakıyorsunuz müslümanlıktan

Bir iz,bir eser yok ortalıkta.

Kur’an ve Sünnet ölçülerini (değerlerini)

Miyar yapan baş,gönül kaç tane,

Yapmacık değil,gerçek anlamda?

Olamaz ucuz insan müslüman!

 

Müslüman alçak gönüllü olur,

Fakat bu demek değildir zillet!

Onun değişmez vasfıdır onur.

“İstemiyorum Rabb’im,and olsun

Cennet,Cehennem,dünya,ahiret,

İsteyenlere ver helal olsun,

Benim ilk ve son arzum “rıza”ndır,”

Diyebilecek kadar soyludur.

Müslüman çağlar üstü insandır

 

Her şeye razı olmaz müslüman.

Hele zalimin zulmüne karşı

Bulunmaz ondan zorlu kahraman.

Miskinlik,zillet,nefret,atalet

Uzak,en uzak şeylerdir ondan.

Bir çıkrık gibi aydınlıkları

Çeker,çıkarır karanlıklardan.

Mananın yüksek,daima yüksek

Menzillerine koşar yılmadan…

 

Müslüman doğru seçen insandır.

Seçmek…İşlerin en zoru belki!

İnsanlar yanlış seçim yüzünden

Bugünkü hale düşmediler mi?

Tel İlâh varken putlar peşinden

Koşmanın sonu ne olur sanki!

Kim arıyorsa aldanıyordur

Allah önünde secde etmekten

Daha büyük bir mutluluk,onur…

 

Müslüman olmak,inanmak,yanmak

Ne güzel şeydir,ne yüce iştir.

İslam hayattır,ebedi hayat.

Ve kucaklamak en soy,en parlak

Kainatları iç ve dış tekmil

Boyutlarıyla,duygularıyla.

İslamiyet’in ne olduğuna

Kaç beyin karar verebilmiştir

Çağlar boyunca tan anlamıyla…?

 

Mecnunun sade adı,sanı var,

Belki tevatür,belki efsane…

Adsız,nişansız nice mecnun var

Şu dünya denen çilehanede…

Nice Mecnun’lar,nice Hallaç’lar

Gelip geçmede,konup göçmede.

Nice fecirler,nice gurublar

Onların sonsuz feryatlarıyla

Hal dilleriyle inildemede…

 

Himalayalar kadar saf,temiz,

Himalayalar kadar sert,yalçın

Olan benliğe mü’min deriz biz.

Akılı değil,aşkı yücelten

Görüşü keskin,alnında o iz.

-Hapı yutmıuştur akla güvenen!-

Mü’min ki,evren vatandaşıdır,

Barışın mutlak sevginin,sabrın

Gözü,gönlü pek avukatıdır.

 

Odur her yerde,odur her zaman

Batıl’a karşı Hakk’ı savunan.

Bilgi ve inanç doruklarında

Sönmez alevli ateşler yakan.

Hoşgörü,namus koyaklarında

Debisiz ırmak olarak akan,

Doğruluğun sarp yokuşlarında

Bir adım bile geri atmadan

Odur doruğa doğru tırmanan…

Mü’min,mü’mindir,İslâm da,İslâm.

Ne mü’min sığar başka ölçüye,

Ne bir ölçüyle ölçülür İslâm

Dosdoğru,şaşmaz Vahy’in dışında.

İsâam olmayan yerde müslüman,

Yoktur,müslüman olmayan yerde

Ne medeniyet,ne gerçek insan.

Tekmil zamanlar ve mekanlarda

Tek hakikat var:İslâm,müslüman…

 

E Ğ E R

 

Eğer dost olabiliyorsan

Bir yıldızla olabildiğin kadar

Bir arıyla,bir kartalla da

Bir yılanla,bir albatrosla ya da,

Müslüman olduğundandır…

 

Eğer için kan ağlıyorsa

Afgan’da,Moro’da,Eritre’de,Kamboç’ta,

Keşmir’de,Borneo’da,Dicle kıyısında

Kopan bir dal,

Devrilen her ağaç için,

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer biliyorsan

Niçin yaşadığını,

Niçin öleceğini

Ve ölmeden ölmeyi

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer duyabiliyorsan

Zaman labirentindeki tekmil sesleri,

Ve görebiliyorsan

Görünmez ellerin çizdiği olağan üstü desenleri

Ve iliklerine dek ürperiyorsan

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer feda edebiliyorsan

Allah için,Peygamber için,Furkan için

Ve insanlığın kurtuluşu için

Hiç düşünmeden her şeyini,

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer tutabiliyorsan

Kor parçalarını avuçlarında

Pamuk gibi,ipek gibi,el gibi

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer göğüs gerebiliyorsan

Tağut’un kalleşçe saldırılarına,

Tuzaklarına,hilelerine yiğitçe

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer başarabiliyorsan

Düşünmek kadar inanmayı,

İnanmak kadar düşünmeyi

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer olabiliyorsan

Yoksulun,ezilmişin,horlanmışın,

Mazlumun yanında her zaman,

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer ürkütebiliyorsan

Yarasaları,baykuşları,bukalemunları

Bir bakışınla,bir çığlığınla,

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer itebiliyorsan ,

Bir çırpıda elinin tersiyle,

Ne varsa uymayan

Kur’an ve Sünnet ölçülerine,

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer hissedebiliyorsan

Milyonlarca ışık yılı ıraklarda

Bir kardeşinin parmağına batan

Bir dikenin acısını ruhunda

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer anlatamıyorsan

Çağ’ına,çağdaşlarına

İyiliği,doğruluğu,güzelliği,

Hoşgörüyü,anlayışı,sevgiyi,

Doğruluğu,soyluluğu,zarafeti…

Ve bu yüzden kahroluyorsan

Müslüman olduğundandır.

 

Eğer salabiliyorsan

Kutlu Evrensel Ses’ini

Yüzyıl’ı,Yüzyıllar’ı sarsarca,

Ölü uykusunda olanları uyandırırca

Çember çember,dalga dalga

Müslüman olduğundandır…