ANASAYFA



<Rubailer  ve  Diğer Kısa Şiirler>

Dörtlükler aşağıdadır.Kısa şiirleri görmek için [TIKLAYINIZ]

  

YENİ EKLENEN RUBAİLER
Görmek için TIKLAYIN

 

RUBAİLER
Görmek için TIKLAYIN

 

DÖRTLÜKLER (KIT’ALAR )

 

Bir savaş içindeyiz,kutlu ve güzel,

Bir savaş ki,soylu,büyük,evrensel…

Savaşların en çetini,en yamanı bu,

Gel ey acı,en mihnet,ey özgürlük gel…

***

Günlerini şiirsiz,amaçsız geçirenler,

Sevgiden,ızdırabtan nasipsiz büyüyenler,

Başlarını vurarak taştan taşa utançla

Ah,en büyük fırsatı kaçırdık diyecekler…

***

Yoğurdu Kudret Eli ızdırab potasında

,Ruhları,atomları,yıldızları coşkunca.

Ve zamanı,mekanı,akı,yaşı,kuruyu

Serpiştirdi konfeti gibi aralarına…

***

Rahman’dan gayrısına baş eğmeyen özgür can,

Yerine göre kuzu,yerine göre arslan,

Adaleti,barışı,iyiliği yücelten

İşte “gerçek Müslüman”,birinci sınıf insan…

***

Ey bütün kuşaklardan hadde hadde geçen gönül,

Ey bütün duyguları seve seve tadan gönül,

Tarumar edilmiş bahçelerinde bir gün elbet

Tazeleyeceklerdir aşklarını gül ile bülbül…

***

Dem çeken kumruların,kutlu güvercinlerin

Zikriyle karşılanan fecir aydınlığında,

Parıldıyor şebnemler çimlerde,doruklarda,

Ki yansır her birinden sırları evrenlerin…

***

Yetmez bin sağrak dolusu şarap aşığa,

Yetmez sonsuz öpüş çatlamış dudaklara,

Yetmez bu yangınların sönmesi için ah,

Gökler bütün sağanaklarını boşaltsa da…

***

Madem ki tasanın da,dermanın da sonu var,

Madem ki yerlerin de,göklerin de sonu var,

Söyle bana kardeşim niçin mahzunsun böyle,

Sende binlerce fecri aydınlatacak nur var…

***

Ruhumun susuzluğu vurmuş dudaklarıma,(bakışlarıma)

Bir pınar arıyorum zaman/mekan dışında,

Buz gibi sularından bu debisiz pınarın

İçeyim kana kana,ağam sonsuzluklara…

***

Sonsuz anaforların,coşkun kasırgaların

Karşılaştığı yerde,zamanda bulunmanın

Arzusunda bu gönül,ey mahzun yoldaşçığım,

Varlığında yok olmak Sultanlar Sultanı’nın

***

Mızraplar geziniyor sazların tellerinde,

Fer sönüyor kutlu bir çocuğun gözlerinde,
Yerle bir oluyorken yüksek,sağlam sütunlar

Tomurlar çatır çatır patlıyor Bahçeler’de…

***

Kubbeler yükseliyor kemerler üzerinde,

Çile var,özgürlük var temellerin harcında.

Sütunlar çatırdıyor temeller üzerinde

Temeller ki,kin,haset,tahakküm var harcında…

***

Neyin ne olduğunu bilemez otlar kadar,

Kendinden gayrısını düşünmeyen bahtsızlar.

Onlar,onlar ki yarın En Yüce Mahkeme’ye

Bakışlarının feri sönmüş çağrılacaklar…

***

Pasifik’in bağrından doğan Işık brakıyor

Atlas’ın kollarına kendini mutlulukla.

Bütün yollar barışın,adaletin,sevginin,

Kardeşliğin otağı Başkent’e ulaşıyor…

*** 

Şerefeler çağrıyor mü’minleri mabede,

Hemen hemen yok gibi şavkı yanan pencere.

Ve burası Müslüman bir ülkenin bir kenti,

Benziyor apartmanlar donmuş birer makete…

***

Haydi bilmeyenleri hoş görüp affedelim,

Cahildirler,bilmezler,hidayet dileyelim.

Ya bildikleri halde doğruya yanlış diyen

Fazilet düşmanları için ne söyleyelim…

***

Bir adam elindeki bir kağıt demetini

Öfkeyle masasına vuruyor ve diyor ki;

“Satın alabilirim ben bununla herkesi…!

Duymuyor derinlerden gelen kaval sesini…  

***  

Yıllardır,yüzyıllardır susturulan ağızlar

Hakikat’i haykırmak için açılıyorlar.

Bir türlü doymak bilmez mideleri,ruhları

Doyurabilirseler onlar doyuracaklar…!

*** 

Nereye el atarsan at çamur vıcık vıcık,

Dağılsa sis,gösterse güzel yüzünü Işık…

Zambakların,güllerin,fullerin,nergislerin

Açtığı bahçelere dönüşse kor bataklık....

***

Ağır kurşuni tüller gerildi gökyüzüne,

Bir hal oldu neşeyle uçan güvercinlere,

Yeşillikler içinden havalanan kuzgunlar

Canhıraş feryatlarla uçtular ötelere…

***

Yaslandım iskelenin paslı demirlerine ,

Yıllar yıllar sonraki gözlerle baktım Kent’e,

Yıllar yıllar sonraki haliyle gördüm Kent’i,

Sonsuz beyaz güvercin geldi kondu içime… 

***

Geliyor naraları yeri,göğü sarsanlar,

Geliyor başlarında çağları taşıyanlar,

Geliyor zafer üstü zaferlerin coşkusu

Yürekleri hoplatan silme ışık ordular…(çocuklar…)

***

Gidiyor kasırgalar dinmeyen ummanlarda

Va’d edilmiş zamanın vatanı topraklara

Doğru yelken şişirmiş,dümen tutmuş gemici,

Aldırdığı yok ufku saran mor yığınlara…

***

Çalsın davullar,kösler,ziller,defler,zurnalar,

Diz vursun yere efeler,kızanlar,dadaşlar…

Duysun bu Millet’in evrensel,erkek sesini

Duysun da,ürpersin saçtan ayağa yüzyıllar… 

***

Doksan ağlarsan bir gül,

Az ye,çok sus,çok düşün,

Hayat her gün az daha

Solan sararan bir gül…

***

Susun bakalım saat

Kaçı vuruyor,kaçı

Elinde kazma,kürek

Koşuyor bir mezarcı…

***

Senin için kurtuluş

Kendi kendinle savaş.

Alış ki yavaş yavaş

Tüm engelleri sav,aş.

***

İşte döndü bir kez daha dünya…

Soluyor çiçekler,sular,orman,

Karartılmadan göz pınarların

Dök birkaç damla gözyaşı daha…

***

Piyanodaki sonat

Okşamada ruhları,

En önde giden ak at

Finişte oldu son at.

***

Doludizgin bir boz at

Koparıp da gemini,

Uçarken kanat kanat

Der,tutsaklığı sök,at…!

***

Hasat mevsimi inler

Döven altında başak,

Dövenin atları ak

At dehleyende baş ak…
                                           
(Harman dövende)  

*** 

Onbeş-yirmi arası insan

Bir başıboş ceylan,

Ne mutlu kurtulana

Bu yıllarda avcılardan… 

***

Güzel şeydir her dem neşeli olmak,

Bu ölümlü dünyada(n) gam dağıtmak…(kam almak)

Sanırız gerekir gülerken bile

Gözyaşı dökenleri unutmamak…

***

Yerler ölü,gökler sağ,

Örümcek örüyor ağ,

Göğün al memesinden

Oluk oluk ışık sağ…

***

Duyuyor musun içim,

İyi kulak ver bana,

Sen bildiğini oku

Dışıma sakın bakma!

***

Yak,yık,dök,dağıt,devir

Ne gelirse önüne…

Barış,savaş hepsi bir

Devir böyle bir devir!

***

Sevin kardeşler sevin,

Allah,vatan sevgisi

Yer etmişse gönlünde

Hakkındır sevin,sevin!

***

Şu ezeli zamanda

Bir anlık bir şeyiz biz.

Bu bir “an”lık zamanda

Ne yaparsak oyuz biz.

***

Kulaklarını aç Yer,

Evrenleri bir dinle!

Gör bak nasıl orası

Dingin,dengeli bir yer…

***

Allah’ı iyi tanı,

Aşk’la dolsun benliğin,

Karşılarsın her tanı

Kamaşmadan gözlerin!

***

Bir hoş söz,bir tatlı bakış daha

İnsanlara,kuşlara,yıldızlara…

Ömür bu,bir bakarsın karşılamışız

Yarın gündoğumunu musallada…

***

Güzelsin diye sakın

Çaka satma,kasılma!

Herkes sevmeli seni

Senin olan huylarla…

***

Bir ak atın sırtında

Yüzey gibiyimdir

Serin ve ışıltılı sonsuzluklarda

İyilikten,güzellikten söz açılınca…

The case and bracelet feature brushed surfaces and polished accents on the crown, bezel and steel flanks. It's worth pointing out that the black rubber strap can be easily exchanged thanks to a quick-change spring bar system and is secured to the replica rolex daytona wrist, like the stainless steel bracelet, with a diver's folding clasp.

***

Kapıda birisi var,

Diyor ki;”Açım ben,aç!”

Aç kızım,kapıyı aç

Yoksulu içeri al…!

***

Uykuya dargınım!

Bırakın beni baş başa

Uykusuzluğumla

Düşlerime dalayım!

***

Nedir anlamıyorum

Alıp veremediğin,

Gelmiyor mu sana da

Ilıklığı güneşin…?

***

Bilsek de bilmesek de

Bir yol tutmuş gideriz.

Niçin,nasıl,nereye,

Düşünmeyiz gideriz…