<BİR TATİL GÜNÜ ÇOCUKLARLA>
(Çocuk Bahçesi)
N O S T A L J İ (Çocukluğum)
Zamane çocuklara acıyorum gerçekten (...doğrusu!) Kendi çocukluğumla karşılaştırdığımda! Çocukluğun bile ne olduğunu bilmeden Çocuk olduklarını sanan masum yavrular İçimi sızlatıyor,yüreğimi dağlıyor! Nasıl söyleyebilsem,nasıl anlatabilsem, Narin kalplerini de kırmak istemiyorum! (En uygun olan karar,yol nedir bilmiyorum!) Çocuk deyince akla önce safiyet gelir! Yaşadıkları ortam,seçilen oyuncaklar, (Bilgisayar,internet akıllı(!) telefonlar, Hatta yiyip,içtiği,giydiği şeyler bile...) Yapay dünyalarının sanal albenisiyle Oyalanıyorlarsa,aldatılıyorlarsa, Bir insan-hele çocuk-için hoş bir şey değil! (Saflık doğal ortamda ancak korunabilir.) Bir çocuk yalınayak kırlarda,bayırlarda (...tarlalarda) Koşmuyor,haykırmıyor,çiçek toplamıyorsa, Bir kuzuyu,bir tayı,kuşu okşayamıyor, Üzümü kütüğünden,bağından,asmasından, Elleri kanayarak ağacın dallarından Elmayı,portakalı,narı devşiremiyor, Oluktan gürül,gürül akan buz gibi sudan Minik avuçlarıyla eğer içemiyorsa, Ekin ekemiyorsa,fırın yakamıyorsa, (...biçemiyorsa,) Süt sağamıyor,yoğurt,ayran tadamıyorsa, Tütün kıramıyorsa,zeytin toplamıyorsa, (...dizemiyorsa,) Güvercin beslemiyor,uçurtma uçurmuyor, Çelik/çomak,kör ebe,kaydırak oynamıyor, Yıldızların altında uykuya dalmıyorsa, Salıncağa,eşeğe,ata binemiyorsa, Horoz,köpek sesleri ile uyanmıyorsa, En güzel masalları canlı dinlemiyorsa, Çoğu gereksiz-hatta-zararlı bilgilerle Beyni dolduruluyor,aklı yükleniyorsa, Anlamsız yarışlarla tüketiliyor(lar)sa, Çuval,çuval buğdayı yel değirmenlerine Taşıyarak oradan un olarak geriye Almamışlar,o undan mamul ev ekmeğiyle Kelle peyniri,zeytin,domates,biber,soğan, Kavun,karpuz,salata,acur yememiş(ler)se, Bostan korkuluğuyla nöbet tutmamış(lar)sa, Küçük,büyük başlara çobanlık yapmamışlar, Onlarla içli,dışlı olamamış(lar) ise, Dev incirin,zeytinin,gür asmanın altında Ilık toprak üstünde düşler kumamış(lar)sa, Ona çocuk dememiz ne kadar gerçek olur? (Çocuğa,çocukluğa büyük haksızlık olur.) Velhasıl,her şey nasıl tersine çevrildiyse, (Değerler ve kavramlar alt,üst edildilerse) Çağımızda,payını alıyor çocuklar da! Çocuklar geleceğin nasıl umudu olur? Büyükler nasıl böyle bir şeye razı olur! Çocuklara kol,kanat geremediklerinden, Onlar için en doğru,yararlı olan neyse Tam olarak yerine getirmediklerinden! *** 11-19 Zilhicce 1441//01-09 Ağustos 2020
ÇOCUKLAR(IMIZ)
Onlar çocuklarımız,bizim evlatlarımız, Gönül çiçeklerimiz,ciğer parelerimiz. Onlar ümitlerimiz,onlar geleceğimiz… Onlar açan goncalar,fışkıran gür pınarlar Ufuksuz gülşenlerde,mevsimsiz bahçelerde Şakıyan kırlangıçlar,bülbüller,kanaryalar… (serçeler…) Onları incitenler,canlarına kıyanlar İnsanlık müsveddesi sırtlan ruhlu avcılar. Göz göre,göre çılgın alevlere atanlar, Duru yüreklerine,narin bedenlerine Kol/kanat germeyenler şefkatle,merhametle, İnsanlık onurundan uzak yaşayacaklar. Hakimler Hakimi’nin Yüce Mahkemesi’nde Rahmetten,merhametten yoksun brakılacaklar. Hiç mi akletmiyorlar,hiç mi ürpermiyorlar? (…tefekkür etmiyorlar?) Kavrulan ruhlarımız,akkor göz yaşlarımız Boşuna mı çekiyor bunca acıyı canlar? Hiç mi duymaz,sızlamaz oldu vicdanlarımız? Üstümüze çöktükçe,çöküyor karanlıklar… 2-3 R.Evvel 1438-2-3 Aralık 2016 ÇEŞME
KÜÇÜK KIZ (*)
Mini minnacık bir kız, Anasının bebeği, Babasının çiçeği, Yüreği gül bahçesi… Bir aile dostunun Sarılarak boynuna Olanca saflığıyla, Küçük,minnacık bir kız Katıksız sevgisiyle; “Amcacığım,ben seni Çok seviyorum,bir de Seni yarattığından, Sende bana sevgiyi Tattırmış olduğundan Allah’ı seviyorum… O’nu görsem,tanısam Ellerini öpmeyi Yürekten istiyorum!” Şu müthiş söylemine Lütfen bakar mısınız? Büyük görünenlerden, Büyük bilinenlerden, Akil sanılanlardan Fersah,fersah ilerde Bu mini minnacık kız Duyguda,düşüncede… Ana/baba telkini Büyük bir isabetle (…ihtimalle… Ne güzel,ne yerinde Bir tutum,bir davranış, Örnek her aileye… Keşke öğretmenler de Minik öğrencilere (…ri) Bu bilinci verse de, (Böyle bilinçlendirse/bilgilendirse,) Vahiyle aydınlanmış Yürek,beyin taşıyan İnançlı ve erdemli ,(…faziletli) Yürekli,dirayetli, Zorluklardan yılmayan Kuşaklar yetişse de, Hem bizler,hem insanlık Çırpındığı karanlık Burgaçlardan kurtulsa, (Yolunu yitirdiği Labirentostan çıksa) Çağlardır özlediği Mutluluk çağlarına Bir an önce kavuşsa… ___________________________________________________ (*):Bir sohbet sırasında bir kardeşimizin dile getirdiği anısı üzerine. 11-12 Şaban 1437/18-19 Mayıs 2016-Çeşme
ÇOCUKLAR
Onlar içtenlikleri,masumiyetleriyle, Onlar enerjileri,yaramazlıklarıyla, Cana yakınlıkları,şımarıklıklarıyla, Bağrımızı ısıtan sımsıcaklıklarıyla, Onlar durulukları,günahsızlıklarıyla, Onlar evrenden büyük,küçük yürekleriyle, Onlar,şirinlikleri,can yoldaşlıklarıyla, Akılları durduran,donduran sözleriyle, (…halleriyle,) Gülümseten,şaşırtan şaklabanlıklarıyla, Nebülöz bakışları,gül tebessümleriyle (Dolunay…) Zakkum bahçelerini çevirenler gülşene, Solmaz renkler,kokular katanlar ömrümüze, Gözyaşı katılmış su serpenler içimize, Rahmet sağanakları gönül yangınlarına, Şifa merhem olanlar gönül yaralarına, Işık,çiçek serenler hayat yollarımıza… Onlar göz bebeğimiz,ciğer parelerimiz, Onlar evlatlarımız,gündüzümüz,gecemiz, Onlarla onur,değer kazanır evlerimiz (…ailemiz,) Ümidimiz,neşemiz,onlar geleceğimiz…
Çocuklar,ah çocuklar kanlı gözyaşlarıyla, Fersiz bakışlarıyla,çarpık bacaklarıyla, Çökmüş avurtlarıyla,bomboş avuçlarıyla, Kolu bacağı kopmuş kavruk oyrumlarıyla, (…bedenleriyle,) Tan yeri ağarmayan uzak ufuklarıyla Kaya gibi çökenler yorgun yüreğimize,(…aymaz…) Balyoz gibi inenler kaygısız beynimize, Yankısız kanyonlardan beter vicdanımıza… Alır mısınız bir gün olsun Bizi de o dupduru,o rengarenk evreninize… Okuyalım sonsuz,gömgök bakışlarınızda, Galaksilerin yakamozlandığı alınlarınızda Büyük,mutlu,aydınlık gelecekleri… Karamsarlığımız,umutsuzluğumuz artık son bulsun, Göğüslerimiz süslensin orkidelerle,kelebeklerle, Devşirelim dallardan en olgun yemişleri
|
KİTABIN DEVAMINI GÖRMEK İÇİN [TIKLAYIN]